Antalya için değil
sadece pek çok şehir, ülke ve nihayette dünya için zordu, 2021. Açlık, sefalet, kıtlık, küresel iklim
krizinin esir aldığı dünyanın zorlu bir sürecinde Türkiye’nin gözbebeği
Antalya’da da zor geçti, 2021…
Ocak ayında
başlayan sel, afet, fırtına her yıl olduğu gibi vurdu, örtüaltı tarımını. Seralardaki hasarlar üreticinin omzuna
kaldı. Hasar tespiti yapıldı ama mülkiyetten kaynaklanan sorunlar izin vermedi
TARSİM’e. TARSİM’siz üretici de yandı, bitti…
Sonra kadın
cinayetleri…
Kimi eşi, kimi sevgilisi, kimi de hiç
tanımadığı birilerince katledildi. Am en hunharca katliam Azra Gülendam
Haytaoğlu’nunki oldu…
Boğuldu,
tecavüz edildi, vücudu testere ile parçalandı ve ormana atıldı…
Yaşasaydı
cevval bir gazeteci olacaktı, olmadı…
Son olmadı da
Azra…
Onlarca cinayet mağduru kadın geldi
ardından…
İntihar da
cabası. Sıkıntı ve şiddet mağduru kadınlar kah astı kendini kah intihar etti
ilaçla…
Antalya tarihinin en büyük orman
yangınlarıyla kül oldu, ateş oldu, yandı kavruldu…
Manavgat,
İbradı, Gündoğmuş…
En çok hasar
Manavgat’ın oldu…
Yemyeşil bir
coğrafya küle döndü. En çok da Manavgat ev, tarla, bahçe, traktör kalmadı…
Konteynerlarda
yaşıyor hala Manavgatlı…
Evleri
yapılamadı, hükümetin vaat ettiği yatırımlar henüz olmadı…
Sadece yangın
mı hayır…
Melek İpek
içimizi yaktı, yüreğimiz kan ağladı…
Kelepçeli işkencenin sabahında
hayatını ve çocuklarını kurtarmak için eşini vurdu…
Yaklaşık 4 ay
tutuklu kaldı ama şimdi serbest. Yaşamına kaldığı yerden devam etmeye
çalışıyor…
Zam, yangın,
afet, ekonomik kriz, cinayet zordu 2021…
Yasaksız, afetsiz, sağlıklı ve huzurlu
bir yıl diliyorum…
Demokratik bir ülke, huzurlu bir kent
istiyorum hepimiz için…
Sevgiyle gel 2022…