Biliyorum
ki bu satırları okuyan insanlarımız, benim çıldırmış olabileceğime karar
verecekler.
Versinler
ziyanı yok. Tüm ülke kamuoyu bilmektedir ki geçtiğimiz günlerde bu ülkede
kasıtlı olarak 150 civarında yangın olayı çıkartıldı. Bilerek ve isteyerek. Birçok
yangının kayıtlara falan girmediği kanaatindeyim.
Siz yanan
ormanlarda can çekişen yılanların, kaplumbağaların, Manavgat’ta yanan küçük ve
büyükbaş hayvanların, yurt düzeyinde yanan milyarlarca kuşun kurdun canların feryadına,
çığırışlarına hiç tanık oldunuz mu? O ölüm cehennemini gördünüz mü hiç?
Yakından yaşadınız mı o cehennem alemini? Bunca canın dayanılmaz acılar içinde
çırpınarak yok olmasına bilerek ve isteyerek sebep olan, insana benzeyen bir
yaratık düşünün.
Sayısız
hayat yakılarak yok edilirken, onları yakan vahşi, sadist bir yaratığın canı
kaç paradır. Onun da yok edilmesi evladır.
Bu
hadisede insan hakkı, kişinin yaşama hakkı diye bir durumdan söz edilemez.
Toplumda başkaca mazeretler de vardır. Silahı dallayarak, puşuyu sallayarak yok
efendim avlanmak spormuş falan istediği şekilde hoyratça ormanlarda her
numarayı çevirsin. Bu böyle olmamalı.
Ormanlık
bölgelerde arazisi olup ekmek parası kazananlara sözüm yok. Onlar da beyana
tabi tutularak orman yolunda arazisine gidip gelenler de takip altına
alınmalıdır. Efendim hafta sonu geldi ormanda mangal yapalım, ateş yakalım
teranelerine asla müsaade edilmemelidir.
25 Haziran
2016’da Orman Bakanlığı’nın düzenlediği bir toplantıya katılmıştım. O
toplantıya sunduğum bir raporla; orman yangınlarının önüne geçilmesine matuf 20
madde kaydetmişim. Eğer bugün o önleyici tedbirlere itibar edilseydi yangınlar yüzde
80 oranında önlenebilirdi.
Ama ne
yazıktır ki ilim ve bilimin göz ardı edildiği, tabanın sesinin, bilim
adamlarının, teknokratların sesinin duyulmadığı, duyurulamadığı toplumlarda
sürdürülebilir kalkınma hamlesinin tam göbeğinde yer alan ormanlarımızın
yakılıp yok edilmesi engellenemez.
Hareket
edilerek ortak aklın oluşturulup, koruyucu tedbirler bazında koordinasyonun
sağlanmadığı toplumlarda yangınlar dâhil, doğanın yok edilişi engellenemez.
Hülasa
önce ulusal bir eğitim programı çerçevesinde insanlar eğitilmeli. İlkokuldan
itibaren çocuklarımıza ormancılık deri okutulmalı. İnsanlığın ve doğanın
sürdürülebilirliği için ormanların önemi geniş kamuoyuna anlatılmalı açıklanmalı,
buna rağmen kasten orman yakanlar hakkında vur emri çıkarılarak doğa vahşeti
önlenmelidir. Ormanlar ve yeşil dokunun yeniden oluşması için ülkemiz 100 yıl
geriye götürülmüştür. Konuya ekonomik değerler yönünden bakıldığında
trilyonlarca lira toplumsal maliyetler bakımından da korkunç bir tablo oluşmuştur.
Milyonlarca can yok olmuştur.