Kırsal alanda köy halkı çıldırma noktasına gelmiştir. " nasıl bir dil kullanalım ki sesimiz duyulsun" deme noktasına gelmiştir gariban köylü vatandaşlarımız. Zaman zaman doğu Antalya beldelerini gezip, her alanda kamu adına, milletimizin ali menfaatlerinin korunmasına dayalı araştırmalar yaparak bölgesel sorunları kurumlarımızın bilgisine taşıyorum.

Geçtiğimiz günlerde Manavgat-Alanya-Gazipaşa ve Anamur ilçeleri ve kırsal alanlarında, köylerinde bir çok alanda araştırma yaptım. Bunların başında yaban domuzlarının köylere, halkın tarımsal döngülerine, sebze ve meyve bahçelerine, evlerin hendek duvarlarına kadar nasıl ve ne derece zarar veriyor olduğu konularında etraflı araştırmalar yaptım, halkın bitmeyen tükenmeyen şikayetlerini dinledim.

Aldığım üzücü ilgiler karşısında, tabir yerindeyse dudaklarım uçukladı denilebilir. İnsanların yaşadığı evleri etrafını bile sararak tarıma sınırsız zararlar veren, bazı evlerin hendek duvarlarına bile zarar veren sayısız domuz popülasyonuna karşı ilgili kurumlarımızın da sessiz kalması, halkın şikayetlerinin olumlu sonuçlandırılamaması karşısında, adeta ekmeğine zarar veren domuz sürüleri karşısında çaresiz kalan köy halkımız isyan bayrağını taşıyacak hale gelmiştir. Yeşilyurt- Çığlık-çörüş, Yenigüney-Üçkonak, Direvli Esenpinar-Ak oluk Kara çukur köyleri başta olmak üzere onlarca yüzlerce köy domuz sürüleri tarafından muhasara altına alınmış, domuz sürüleri halkın ekmeği ile oynama noktasına gelmiştir.

SONUÇ OLARAK: Kırsal alanlarımızda (köylerimizde) çağımızın vahameti zuhur etmektedir. Halkımız mağdur, halkımız çaresiz kalmış bulunmaktadır. Dağ keçilerini-geyiklerin katledilmesi karşısında ne denli bir çaresizlik var ise, Köylerimizde hızla çoğalan binlerce domuz varlığı karşısında halkımız aynı ölçüde çaresiz durumdadır.

HALKIMIZ HEP BİR AĞIZDAN ŞÖYLE DEMEKTEDİR:

"Biz vatandaşız, vergimizi mükellef olarak ödüyoruz. Vatani hizmetimizi kusur işlemeden bu sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz. Suç işlemedik, masum vatandaşlar, köy halkı olarak ülkemizin geleceği için her türlü sorumluluğumuzu fark ederek gereğini yerine getiriyoruz.
Tümüyle halimiz bu ise bizler hak etmediğimiz, bizi yokluğa sürükleyen ekonomik, psikolojik ve sosyolojik maddi ve manevi mağduriyete sürükleyen bu amansız sorun karşısında neden yapa yalnız durumdayız. Halimizi haklarımızı koruyacak ve hatta domuz sürüleri nedeniyle havanın karardığı akşam saatlerinden sonra can güvenliğimiz nedeniyle dışarı çıkamıyorsak konu fevkalade vahim ve tehlikeli noktadadır. İMDAT." demektedirler halkımız