Eğitim sisteminin toplumsal yaşamı şekillendirdiği ülkemizde giderek laik, bilimsel, çağdaş eğitimden uzaklaşıyoruz…

Müfredatımızda Atatürk, devrimler ve Cumhuriyet dönemine ilişkin sınırlamalar, kısıtlamalar yapılırken, talep olmadığı halde dayatılan imam hatipler toplumsal çatışma ve gerilimi artırmaktan başka bir işe yaramıyor…

Açıklanan sınav sonuçlarından görülüyor ki imam hatipler eğitimde başarıyı yakalayamamış…

İmam hatiplilerin sadece yüzde 20’si, yani 5’te 1’i üniversiteye girebiliyor…

O zaman neden bu dayatma…

Neden bu toplumsal çatışmayı körükleyici adım…

Kimin ne çıkarı var bundan?

Neden çocuklarımızın geleceğini yönlendiren en önemli karara müdahale…

Kutsallarımız olan dinimizi öğrenmeye bir mani yokken neden bu dayatma…

İmam hatiplere karşı değiliz…

Karşı olduğumuz topluma dayatılan anlayış…

Çok değil daha bir yıl önce Antalya’nın en tanınan öğretim kurumları arasında bulunan Barbaros İlköğretim Okulu’nda talimatla imam hatip sınıfı açılmak istendi…

Veliler ayağa kalktı…

Çünkü ortada talep yok, sadece talimat vardı…

Antalya Valiliği’nin talimatıyla başlayan süreç hala talimatla devam ediyor…

Şimdi de Kepez İlçe Milli Eğitim Müdürü talimat buyurmuş…

Belki Milli Eğitim Müdürü de buyurdu, bilmiyoruz…

Ya da çok yukardan geldi talimat…

Ama 1 yıl içinde geldiğimiz durum o ki; öğrencilerin yüzde 35’inin imam hatipli olması isteniyor…

Oysa kim nereye gitmek istiyorsa gitsin…

İmam hatipli de olsun…

Fen liseli de…

Anadolu liseli de…

Ama nedir bu ‘İmam hatipli olsun’ dayatması…

Yapmayın…

Herkes kendi kararını versin…

Çocuklarımızın üzerinden rant devşirmeye de çalışmayın…

Oy ve makam rantı sağlayacağınız son şey çocuklarımız…

Çünkü geleceğimiz…