Geçtiğimiz hafta kaleme aldığım “Antalya bunu özlemişti” başlıklı yazımda Antalya Valimiz Ersin
Yazıcı’nın özlenen Vali modelinde olduğunu ve kırılan ilişkileri onaracağını
kaydetmiştim. Altıncı hislerimin verdiği ışıkla Valimiz ile bayramımızı
kutlayalım çağrısı yapmıştım…
Dün Valimiz Ersin Yazıcı, Garnizon Komutanı, Antalya
Büyükşehir Başkan Vekili, milletvekilleri, protokol katılımıyla Cumhuriyet
Meydanı’nda buluştuk. Ama bu kez de halk
kenara çekildi…
Oysa tam da Antalya’nın istediği, halkımızın özlediği buydu…
Yine olmadı. Kim,
nasıl, niye karar verdi ve uyguladı bilmiyorum. Ancak şunu söyleyeyim ki yanlış
olmuştur. 8 Yıldır süregelen çelenk koyma yasağının sorumlusu Vali Yazıcı
değildir…
Vali Yazıcı’dan önce gelen ve devam eden süreçte hep resmi
törene katıldı halk. Ve hepsinde de resmi tören sonunda çelenk sunup açıklama
yaptı siyasetçiler, sendikalar…
İlk kez Vali’yi protesto edercesine kenarda tutuldu halk.
Ardından alternatif tören yapıldı…
Ne diyelim vardır bir
bildiği, “büyüklerin”…
Ancak söyleyeyim halkın istediği bu değildi…
Bir şey bildiğim değil, gördüğüm için söylüyorum, bu tarzla
büyümeniz, kalabalıklaşmanız, alanı doldurmanız da mümkün değil…
Kurtuluşun, kuruluşun, emperyalistlere tokadın yıldönümü,
Zafer Bayramımızın kutlamasında Antalya’da onca kurum bir Cumhuriyet Meydanı’nı
dolduramıyorsa bunun sorumlusu biraz da sizsiniz, biziz…
Sendikalar,
dernekler, cemiyetler büyük bir itinayla çelenkleriyle alanlara geldiler…
Meslek odaları, Baro
yöneticileri oradaydı…
Ama pekçok siyasi yoktu…
Örgüt başkanı, yöneticisi yoktu…
Az sayıda yönetici alandaydı….
Kimse Covid-19 bahanesine sarılmasın. Çünkü o bahaneye sarılmak, valiliğin 24 Temmuz’daki pandemi nedeniyle
erteleme kararını desteklemektir ki o zaman Valilik haklı…
Şunu söyleyeyim sabahın erken saatlerinde geldim ve alanı
gördüm. Barikatlar, korunaklı giriş hazırlanmıştı…
Ateş ölçümü yapılıyordu…
Protokol çelenk sunma törenine geçilirken sosyal mesafe
hatırlatmalarıyla gayet özenli bir tören gerçekleştirdi…
Alternatif törende ise sosyal mesafe hariç herşey tamdı….
O kargaşada zaten sosyal mesafeyi sağlamak da mümkün
değildi...
Şimdi soruyorum çok
değerli büyüklere, halk adına, halk için karar vericilere…
Neden alanları
dolduramadınız?
Neden bir türlü
yeterli katılım sağlanamıyor?
Bir özeleştiri yapsanız mı?