Öncelikle bir Türkiye Cumhuriyeti YURTTAŞI olarak bu yazıyı yazmış olmaktan utanıyorum. Neden mi? Öyleyse, siz bir bakın duruma.

--Normal bir Ülke ve zamanda, ülke tarihinde çok özel bir yeri olan bir Bayram için, güzel ve moral veren sözcükler ile bir kutlama yazısı, mesajı yazarsınız olur biter.

--Ama uzun zamandır karından yapılan konuşmalar ile tarafı, amacı ne ki gibisinden sorular ile geçiştirilen bir süreç yaşanıyor. Hiç kimsenin "art niyeti" olmayabilir ama, ülkeme yakışmıyor.

--Neden mi?

--O zaman bu "30 AĞUSTOS, ZAFER BAYRAMI" neyin nesi bir ona göz atalım. Nereden ve neden çıkmış. Çünkü, çok sıradanmış gibi gelmeye başlamış çoğu kişiye. Bilinçli mi, değil mi bilemem!..

--İlk önce, ilkokul çocuğu gibi kendimize bir "mihenk taşı" koyalım.

--Tarihinde 16 devlet kurmuş bir "millet" olarak, neden 15'inci Devletin yıkıldığını sorgulamadan, yıkılanları bir anımsayalım:

-- Büyük Hun İmparatorluğu: MÖ 220- MS 216 (Teoman)

--Batı Hun İmparatorluğu: MÖ 48-MS 216 ( Pi)

--Avrupa Hun İmparatorluğu: 375-469 (Balamir)

--Ak Hun İmparatorluğu: 420-552 (Aksuvar)

--Göktürk Kağanlığı: 552-745 (Bumin Kağan)

--Avar Kağanlığı: 565-835 (I. Bayan)

--Hazar Kağanlığı: 651-983 (Böri Şad)

--Uygur Kağanlığı: 745-1368 (Kutluk Bilge Kül Kağan)

--Karahanlı Devleti: 840-1212 (Bilge Kül Kadir Han

--Gazne Devleti: 962-1183 (Alp Tigin)

--Büyük Selçuklu Devleti: 1040-1157 (Tuğrul)

--Harezmşahlar Devleti: 1097-1231 (Kutbeddin Muhammed)

--Altın Ordu Devleti: 1236-1502 (Batu Han)

--Timur İmparatorluğu: 1368-1501 (Timur)

--Babür İmparatorluğu: 1526-1858 (Babür)

--Osmanlı İmparatorluğu: 1299-1922 (Osman Gazi)

--Gördüğünüz gibi M:Ö 220'den başlamışız devlet kurmaya ve yıkmaya ya da yıktırmaya, en son da 1922'de işgal edilmiş topraklar ve darmadağınık bir topraklar kalmış elimizde.

--En çok tartışılan Devlet Osmanlı olduğundan, bana onun ile ilgili soru sormayın, yıkıldı mı, hala var mı, yoksa keşke YUNAN GALİP GALİP GELSEYDİ de, Yunan esaretinde göstermelik bir Hilafet Devlet mi olsaydık, bilemem. Bunu söyleyenlere ve arkasında 16 bayrak taşıyanlara sorun. Benim diyeceğim belli, aşağıda.

-- Osmanlı İmparatorluğu, Balkanlarda yeni Milliyetçilik akımları, güneyde de Thomas Edward Lawrence (Britanyalı/İngiliz arkeolog, asker ve diplomat) gibi, 1916 - 1918 yılları arasında Arap, Sina ve Filistin Cephelerinde İmparatorluğun hakimiyetine karşı isyan örgütlemeleri ile parçalanmıştır, işgal edilmiştir.

--Buna yok olmadı diyeceklerin gözlerine "Lawrence" sokayım artık.

--Başka söylenecek söz kalmadığına göre, ülke toprakları emperyalist devletlerin açık ve gizli destekleri ile Yunan, bunun ile yetinmeyen aleni işgalci olan İngiliz, Fransız ve İtalyan Askeri işgallerince ülke işgal edilmiştir. Bunda da sorun yok sanırım.

--Sanırım diyorum, yoksa bazıları hâlâ "işgal yok" diyenler var ve bunu yiyenler istemediğiniz kadar.

--İstanbul ve Boğazı İngiliz Donanması ve Askerlerince, Antep ve Maraş'ta Fransız, Antalya ve Muğla yöresi de İtalyan, İzmirden başlayarak da Polatlıya kadar da Yunan askerlerince bütün yurt işgal altında.

--İngilizler İstanbul'da MECLİS-İ MEBUSANı kapattırmışlar, Mustafa Kemal(Atatürk) ve bir grup yurtsever de Anadolu'ya geçmiş ve bir ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞI organize etmeye, örgütlemeye çalışmaktalar.

--Mustafa Kemal gizli taarruz planını kafasında Haziran 1922'de yapsa da, 20 Temmuz 1922'de Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa ve Milli Savunma Bakanı Kazım Paşa ile konuşur ve Sarıköy Tren istasyonunda mahallinde inceleme ve planlama yapıp, Ağustosun sonlarına doğru taarruz planını gözden geçirip, karar verirler.

--Ankara'da Meclis'deki muhalif Milletvekilleri (Erzurum Vekili Hüseyin Avni Bey), Peyam Gazetesi ve Damat Ferit Hükümetlerinin İçişleri ve Milli Eğitim Bakanı ve Gazeteci Ali Kemal gibi gazetecilerin olumsuz propagandalarına rağmen, Mustafa Kemal'e Meclis dört kere Başkomutanlık yetkisi verir Ağustos 1922'de.

--Sonra 26 Ağustos 1922 sabahı BÜYÜK TAARRUZ emrini verir Başkomutan Mustafa Kemal Paşa. 27, 28, 29 Ağustos göğüs göğüse çarpışmalar, geri çekilme taktikleri ve Yunan Birliklerinin üstün asker ve silah gücünün etkisiz hale getirilmesi, morallerinin bozulması ve aralarındaki emperyalist devletlerin kendi ülkelerinde bu sürece direnç ve yunan ordusunun istenilen başarıyı gösteremeyip, Mustafa Kemal Paşa ve Arkadaşlarının üstün başarı ile 30 Ağustos Meydan Savaşını kazanmaları.

--İzmir Limanından 9 Eylül 1922'de Yunan Askerlerinin ülkeyi terk etmesi ve TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİN kurulması için LOZAN'A MUZAFFER gidilecek bir sürecin başlangıcı.

--İtiraf edeyim, yazının buraya kadar olanını "birileri laf etmesin, işte olayın gerekçesi ve belgesi," diye yazdım.

--Asıl yazmak istediğim ise, ilk 30 Ağustos kutlamaları.

--9 Eylül'de İzmir'de kurtulmuş ve 23 Nisan 1920'de açılan TBMM, bir yandan savaşı yönetmiş, bir yandan da Devletin yeniden kurulması için çalışmalarını sürdürmüştür.

--Bu yüzden 1923 yılında hiç kimsenin kutlamaya vakti bile olmamıştır. Ancak, Büyük Zaferden iki yıl sonra, 30 Ağustos 1924'de ilk olarak BAŞKUMANDAN ZAFERİ adıyla cumartesi günü Dumlupınar-Çal Köyü yakınlarında Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın da katılımıyla Büyük Zafer için ilk kutlama töreni yapılmış ve millî ruhun canlı tutulmasının önemini vurgulamış ve Meçhul Asker Abidesi'nin temelini eşi Latife Hanım ile beraber atmışlardır.

--"Başkumandan Zaferi" adıyla yapılan kutlama, 1926'dan itibaren ZAFER BAYRAMI olarak, 1 Nisan 1926'da kabul edilen ZAFER BAYRAMI KANUNU ile, 30 Ağustos Başkumandan Muharebesi gününün Cumhuriyet ORDU ve DONANMASININ Zafer Bayramı olduğu, her yıl dönümünde bu Bayram gününün KARA, DENİZ, HAVA KUVVETLERİNCE kutlanacağı belirtilmiştir.

--nokta. (Bizde derler ki, "lafın tamamı, aptala söylenir!.."

--30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN!..