*Şu
aşağıdaki anlatımlarda geçen büyük temel harflerle yazılmış sözcükler var ya,
onlar benim çocukluğumda kullanılanlardan, hâlâ unutamadıklarımdan…Günümüzün
çocuklarından ya da gençlerinden hâlâ kullananlar var mı acaba?.. *”IHI
görmüyon mu?” anlatımındaki ‘ıhı’ gösterme sözcüklerimizden birisi. ‘İşte’
anlamında idi. Antalya ili, Gazipaşa ilçesinin eski adı ‘İnceağrı’ olan Hasdere
köyünde (affedersiniz mahallesinde deniyor şimdi) kullanılırdı, bu sayfadaki
tüm diğer sözcükler gibi… *”Şunları bir KİŞİLE kızım!..” derse bir baba kızına,
anlardık ki kanatlı hayvanlardan bir tür bulunduğu yerden
kovalanacak…+”ŞENDERDEYDİ o tuzluk, bulamadın mı hâlâ?” anlatımında da
bulunması istenen tuzluğun görev verilenin yanında bir yerde olduğu anlatılmış
olurdu. *”Daha hocaya rahmetlinin ALTI-ÜSTÜ’NÜ DE HESAPLATMADIK, vermedik
hesabını. Hâlâ AĞZININ SUMAĞIYLA YATIYOR SEDDE!..” diye dertlenen rahmetlinin
en yakını, adı geçenin kılmadığı ya da kılamadığı namazların, tutmadığı ya da
tutamadığı oruçların bedelini hesaplatıp ödemediklerini; rahmetlinin
yıkandıktan sonra ağzına konan SUMAK denilen bir baharattan söz edildiğini;
Mevlit gibi, Yasin okutmak gibi geleneksel dinsel görevlerin yapılamadığını;
‘Sed’ derken de (o günkü köy ya da) bugünkü mahalle mezarlığının kastedildiğini
anlardık… *”ALANDAKİ HENDEĞİN bir AYAĞINI vereyim sana, borç olarak verdiğin
para karşılığı, kabul edersen TARLA İCARSIZ, PARA FAİZSİZ olsun tamam mı?”
önerisindeki ‘Alan’ halkın tarlalarının bulunduğu yerin, ‘Hendek’ verilecek
tarlanın, ‘bir ayağı’ ise adı geçen tarlanın dörtte biri anlamındaydı. Tarladan
‘icar’ denilen ektirme geliri, borç verilen paradan da ‘faiz’ alınmayacaktı
anlaşmaya göre… *O yıllarda koca koca havuzlarda, turistik büyük otellerin
denetimindeki denizlerde değil BÜĞETLERDE ÇİMMEK mutlu ederdi bizim gibileri.
Büğetler, şarıl şarıl akan derelerin çayların oluşturduğu küçük havuzlar;
‘çimmek’ ise o küçük havuzlarda yüzmenin yıkanmanın adıydı çocukluğumuzda.
*”Ana-kız o yaşta SÜREKLİ KÜRDÜĞÜŞÜRLERDİ.” anlatımındaki ‘kürdüğüşmek’, adı
geçenlerin yaşlarına başlarına uygun olmayan bir biçimde alt-alta, üst-üste
oynaşmalarının adıydı. *”MEYMENETSİZ bir evdi onların evi.” anlatımındaki
sözcük o evde bereketsiz bir yaşamın olduğunu anlatırdı dinleyenlere. +”Bu taksime
benim İÇİM İLİMEDİ, hemen “Hayır!” dedim. diyen, söz edilen bölüşüm için
“Hoşuma gitmedi, sıcak bakmıyorum.” anlamında konuşmuş olurdu, öyle anlardı
dinleyenler…+”Çocuk ÇIKLA babası.” anlatımındaki ‘çıkla’ bu günkü deyişle
‘tıpkı’; “Sütünü aç karına ÇIKLA içiyormuş anlatımında ise ‘katkısız, şekersiz,
balsız’anlamında kullanılırdı.+ “Aldırma, TERSÖNARDI BELLİ DEĞİL onun
anlatımından ise ‘adı geçenin ne yapacağı belli olmaz, tepkilerinde bir
tutarlılık yoktur.’ dendiğini anlardık. *Bazen felsefe yapanlardan biri
döktürürdü: NELER GELDİ, NELER GEÇTİ FELEKTEN// UN ELERKEN DEVE GEÇTİ ELEKTEN!
Yani şaşırmaca yok bu evrende. Yani OLMAZ OLMAZ DEME, OLMAZ OLMAZ! anlatımı
gibi…Duyduğumuz her şeye şaşırmayı unutalım yeter ki!.. *Dileyelim anılarımızda
yaşasın Antalya ili, Gazipaşa ilçesinin Hasdere mahallesindeki yıllar öncesinin
yukarıdaki sözcükleri!..