“FETÖ ile İltisaklı Sendikanın Şube Başkanına
Hapis Cezası: Şanlıurfa'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması
(FETÖ/PDY) ile iltisaklı
olduğu gerekçesiyle kapatılan Aktif Eğitimciler Sendikasının (Aktif-Sen) eski
Şanlıurfa Şube Başkanı, "terör örgütüne üye olmak" suçundan 7
yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.”
(Https://www.sondakika.com/haber/haber-feto-ile.iltisaklı...).
Böylece
“İltisak” sözcüğünü tümce içinde kullanmış olduk (!)…
Dilimizi
yabancı dillerin egemenliğinden kurtarmak için verdiğimiz onca emek, onca aydın
insanımızın gayreti hepsi boşa mı gidiyor?
İltisak
ne demektir?
Türk
Dil Kurumu’nun 2010 yılında Şükrü Haluk Akalın tarafından hazırlanan “Türkçe
Sözlük”; “kavuşma, bitişme, birleşme” olarak açıklamıştır. (s.1180)
Ali
Püsküllüoğlu’nun Türkçe Sözlüğü ise İltisak’ın anlamını; “(hekimlik terimi
olarak)”; “yapışma” şeklinde bildiriyor.
Bir
terör örgütüne yapışık olarak yaşamış bir başka örgüt için “yapışık” sözcüğü de
kullanılabilir.
Bir
terör örgütüne bitişik örgüt olarak da söylenebilir.
Bir
terör örgütüyle birleşik olarak da söylenebilir.
Bana
göre en doğrusu “bir terör örgütüyle bağlantılı” şeklinde kullanımıdır.
Bunların
hiçbirini kullanmayarak ölmüş bir kelime olan “iltisak” sözcüğünü yeniden
diriltenlere ne demeli? Nasıl kutlamalı(!)…
Bu
gerici iktidar döneminde Osmanlıca denilen uydurma dili yeniden hortlatma
çabaları dehşet verici geliyor bana…
Acaba
bu ülkenin seksen milyonu geçen nüfusundan kaç kişi “iltisak” sözcüğünün
anlamını bilmektedir? Yüksek öğrenim görmüşlerin içinde bile binlercesinin bu
terimi bilmediğine bahse girerim.
Bunun
bir hukuk derimi olduğu savında bulunanlar çıkacaktır. Onlara şunu söylemek isterim
ki 48 yıllık bir hukukçu olarak böyle bir sav doğru değildir. Ne Üniversitede
okurken ne de mesleğimdeki 48 yıllık sürede “İltisak” sözcüğünü kullanmadık
Biz
hukukçular için, hukuk dilinin halkın anlayabileceği sadelikte olması, elli
yıldan beri çalışarak; büyük oranda başardığımız bir amaçtı…
Şimdi
tam tersi oluyor.
Sadece
bu mu?
Beni
sinir eden bir terim daha var: “Argüman”!!!
Nedir
argüman?
Birçok
çokbilmiş (!) ağızlarını doldura doldura “Bu argümanlara dayanarak…” demeleri
bana hep “nasıl da yabancı bir dil biliyor, büyük adam” desinler çabası olarak
görünüyor. Seksen milyon insanın “argüman” sözünden hiçbir şey anlamadıkları
inancındayım.
Bir
teknik terim olarak kullanılması gereken “Argüman” sözcüğü, Fransızca “Argument” kelimesinden gelmektedir.
Argüman "delil, kanıt, tanıt”, "tez, iddia, sav" anlamına
gelmektedir.
Gökbiliminde “Argüman”; bir denklem, bir
eşitsizlik veya bir gök cisminin hareketine ait herhangi bir elemanın bağlı
bulunduğu belli bir değer anlamına gelmektedir.
Bunu çok bilmişlik taslayarak günlük yaşama
sokanlara yazıklar olsun!
Bir de “detay” sözcüğü var.
Eskiden, sanat dünyasında, bir büyük resmin ya
de yontunun küçük bir kısmı görüntülenerek açıklamasında “…resminden detay”
olarak yazılırdı. Resmin tamamını değil bir kısmını gösteren bu “detay”
sözcüğünün Türkçesi “ayrıntı” demektir. (Bakınız: Ali Püsküllüoğlu’nun Türkçe Sözlüğünde sayfa:369)
Bugün
günlük yaşamın bir parçası haline getirilen bu deyimin sanat alanı dışında,
Türkçedeki kullanımı ne yazık ki çok yaygınlaşmıştır.
Bitti
mi hayır bitmedi.
Bir
de “sofistike” sözcüğü var.
2003
basımı Ali Püsküllüoğlu’nun Türkçe sözlüğünde bu sözcük yok. Sofi (tasavvuf
felsefesine bağlı olan kimse), “Sofist” (sofizm yandaşı kimse ya da düşünce),
sofizm (bilgicilik) sözcükleri var. Sofistike sözcüğü yok.
2010 tarihinde basılan TDK sözlüğünde
Sofistike: 1-Yapmacık, 2-Yanıltıcı, 3-(Teknolojide) Karmaşık, 4-) (Mecazen;
Karmaşık) anlamlarına geldiği yazılıdır.
Şimdi
“sofistike” sözcüğünü kullanarak sokaktaki insanlara bir sorun bakalım kaç kişi
ne anlama geldiğini bilecek! Diyelim ki bir anlamını bildi, diğer anlamlarında
kullanılmadığını nereden bileceksiniz?
“Sofistike
bir alet” dediğinizde “karmaşık bir alet” mi demek istiyorsunuz yoksa
“yanıltıcı bir alet” mi? “Sofistike bir davranış” dediğinizde “yapmacık bir
davranış mı” demek istiyorsunuz yoksa “yanıltıcı bir davranış” mı?
Bu
sözcüğü Ali Püsküllüoğlu’nun yazdığı “Türkçedeki Yabancı Sözcükler Sözlüğünde”
buldum. Belki de bu yüzden Türkçe Sözlüğe almadı. Orada da sofistike: 1-Çok karmaşık
olan (durum vb.) 2-) Çok yapmacıklı davranan (kimse). Olarak açıklanıyor.
Şurası
kesindir ki bu sözcük sadece kafa karıştıran, muğlak, zorlama bir yabancı
sözcüktür.
Türkçeyi
hep birlikte nereye götürüyoruz?
Bizi
tarih boyunca yabancılara olan hayranlıklarımız yaktı, yıktı…
En
çok da yabancılar; eğitimimize, dilimize, kültürümüze, siyasetimize, dinimize,
imanımıza, inançlarımıza müdahale ederek bizi sömürge ülkesi haline getirdiler.
Dilimize bu sözcükleri ve benzerlerini zorla sokarak nereye gittiğimizin
ayrıntıları ayrı bir yazı konusudur.
Neden
“iltisaklı” yerine “bağlantılı”, “argüman” yerine “kanıt”, “sofistike” yerine
“karmaşık” demiyoruz?