Misaki millide coğrafyamızın, doğanın standartlarına göre yönetilebilmesi için yerel yönetimlerin çok atik, pratik ve yönetimde bilinçli olmaları gerekir. Yerel yönetimler denildiğinde bu kapsamda hangi merciler vardır, valiler, kaymakamlar ve belediye başkanları akla gelir. Yönetim olarak bunun da uzantısı içinde durum köy ve mahalle muhtarlarına kadar gider.
Bu yazı içeriğinde hedef alınan ve çalışma alanı olarak pilot bölge olarak seçilen yerler ise şöyledir: Alanya -Gazipaşa -Anamur yaylaları olarak adları geçen Toros dağları tepeleri, vahalar, stepler-düz ve doğal çim alanları, sedir ve ladin ormanları gibi farklı bir ekosistemin hakim olduğu coğrafyamızdır. Sözü edilen ve adı geçen yaylalarımızın denizden yükseklikleri 2300- ila 2500 metre yüksekliğindeki yerlerdir. Yaylalarımızın adları şöyledir: Beram yaylası, Belbaşı Yaylası, Gök Kuzluk Yaylası, Top Sekisi Yaylası, Örücüoluk ve Çörüş yaylaları, Günnercik, Yatmışçayır, Sarmazı, Oyuklu, Sokamardı, Kaşpazarı, Yarıcakpınarı, Düden, Mihrap ve Pancar in yaylaları gibi çok sayıdaki yaylalarımıza Akdeniz insanı Nisan aylarından itibaren göçler oluşturarak bir çok kesimler Eylül-Ekim aylarına kadar yaylamaya devam ederler.
İnsanımızın 6-7 aylık yaylalama süresi içinde (yaylalarımızda kaldığı 6-7 aylık sürede) yaşam ihtiyaçları bakımından çarşıdan pazardan satın alma yoluyla temin ettikleri yaşam malzemelerinin ambalaj atıklarının tamamı Toros Dağlarının en üstünde yer alan yaylalarımızda alanlara kontrolsüzce atılı bırakılmaktadır. Atıkların mahiyeti nedir denildiğinde: Naylon ve plastik atıklar, cam şişe, plastik ve karton tabiatlı olup, bunların içinde kimyasal ilaç ve tarım ilacı bulaşıklı toksik atıklar. Son yıllarda Toros dağlarının tepesindeki yaylalarımızda bir de örtülü tarım modası başlatılmış olup bu nedenle yaylalarımızda tonlarca kimyasal ve toksik atıklar nedeniyle on binlerce hektar TOROS DAĞLARI ARAZİLERİ kimyasal teröre kurban edilmektedir.
Söz konusu atıkların tamamı kanserojen ve insan sağlığına, doğadaki kuş türlerine, sürüngenlere, su kaynaklarımıza TOROS EKOSISTEMINE kesinlikle zarar vermektedir. Nitekim yaptığım araştırmalarda anılan yaylalarımızda bölge bölge noktalarda kayda değer kuş ölülerine rastlanmıştır. Ülkemizde 7 milyon mertebesinde olduğu düşünüldüğünde gerek merkezi hükümetimizin gerek yerel yönetimlerimizin bu vahim sahipsizliğe ve kontrolsüzlüğe karşı amansız bir mücadele vermeleri gerekmektedir. Mesela Gazipaşa-Alanya kaymakamlıklarımızı dikkate aldığımızda her yıl yaylalarımıza yapılan göçlerin bir envanteri yapılarak, 6-7 aylık süre içinde ilgili kurumlarımızın iş birliği içinde bir dayanışma sağlanarak yayla mevsiminde devletin kurumları yaylalarımızda görevlendirilmelidir. Çöpler toplatılarak çevre kontrol altına alınmalı, yaylalarda seracılık yasaklanmalı, yaptırım uygulanmalı, ekosistem geri kazanılmalıdır. Bu konularda Alanya-Gazipaşa’da İlçe Hıfzıssıhha Kurulu ve mahalli çevre kurulu kararları alınmalı ve uygulanmalıdır.