'Ben sizi karşımızda muhalif olarak görmek istemiyorum, Ankara'da da, burada da muhalifsiniz. Sürekli kavga ile bir yere varamazsınız'

Bu sözlerin sahibi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Hasan Akçin'in.

Kendince azarladığı kişi ise Antalya Şehir Plancıları Odası Antalya Şube Başkanı Haşim Dikencik.

Bu diyalog, Antalya'da düzenlenen ancak yarıda kalan 'Kentsel Dönüşüm' toplantısında yaşandı.

Devletin bürokratı değil de AKP'nin sözcüsü adeta Akçin efendi..

Meslek odalarına adeta kin kusuyor..

Ne demek "karşımda muhalif görmek istemiyorum"

Sen kimsin be adam, kendini ne sanıyorsun.

İşini düzgün yasalar çerçevesinde yapmaya çalışan Antalya Şehir Plancıları Odası Başkanı Haşim Dikencik'i paylama hakkını sana kim verdi ?

Senin görevin size göre 'kentsel', bize göre 'rantsal' olan dönüşümü anlatmak..

Eleştiri de olacak, uzmanlar ya da vatandaşlar görüşünü de açıklayacak, önerilerde de bulunacak.

Saygı göstermek zorundasın..

Kentsel Dönüşüm için Antalya'da yapılmaya çalışılan toplantının yasak savmak anlayışı ile düzenlendiğini, iktidarın bildiğini okuyacağı sürpriz değil, ama saygı sınırlarını aşmamak gerekli, başkalarının düşüncelerine ve haklarına da saygı göstermek lazım.

Şehir Plancıları Odası Şube Başkanı Haşim Dikencik, kahraman bürokratın bu çıkışına elbette kayıtsız kalamamış..

Kentsel Dönüşüm masalı ile TOKİ'nin Antalya'yı ele geçirme planının pekala farkında.

Antalyalılara saygısızca davranan bürokrat Hasan Akçin'in"Siz de bu binaların altında kalın" şeklinde son derece yakışıksız sözlerine yanıtı suratına indirilmiş bir şamar niteliğinde adeta :

"Siz de pazarlamaya devam edin o zaman. Nasıl olsa TOKİ'ye arsa ve arazi çok. Kentsel dönüşümle her şeyi ortadan kaldırıyorsunuz, ondan sonra rant yok diyorsunuz"

Dikencik'in bu sözleri aslında her şeyi anlatıyor.

Kentsel dönüşüm masalını da, TOKİ'nin Antalya'yı ele geçirme planını da bir anlamda deşifre ediyor.

Buradan Antalyalıları uyarıyorum :

Kentsel dönüşüm' adı altında Antalya'yı TOKİ eliyle yağmalayacaklar. TOKİ, AKP iktidarınca inanılmaz yetkilerle donatıldı. İstediği alanı planlayabilir. İstediği alanı istimlak edebilir, ne istimlak kararına, ne de istimlak bedeline itiraz hakkınız yok. Kamuya ait alanlar için daha sınırsız yetkileri var. Gözüne kestirdiği(elbette rantı yüksek alanları)yerleri eline geçirip kafasına göre projelendirebilir. Ruhsatı da, denetimi de kendisi yapar, Çünkü TOKİ'yi denetleme yetkisi de yok. Kimileri abarttığımızı da iddia edebilir ama gerçek şu ki TOKİ'nin göz koyup ta alamadığı, üzerine konamadığı bir alan yok. Yarın eviniz de; arsanız da, işyeriniz de gidebilir.

'Ekonomik ömrünü tamamlamış binaları yıkıp biz yapacağız" diyorlar.

Parasını ise vatandaş ödeyecek..

Bunun nasıl olacağı ise şimdilik bilinmiyor.

Diyelim ki 60 daireli bir apartman ömrünü tamamladı, TOKİ'de "yıkıp yeniden yapacağım" diye planlamasını yaptı.

Her dairede 4 nüfusun oturduğunu varsayarsak 240 kişi nerede oturacak.

Haydi bu sorunu çözdüler, hayatının en verimli yıllarını başını sokacak bir yuvaya kavuşmak için harcayan vatandaş yeniden yapılan evin parasını nasıl ödeyecek ?

Bu sorunun yanıtına şöyle kaçamak bir gerekçe getiriliyor :"Ev bitine kadar kira yardımı yapılabilir"

Yapılır değil, yapılabilir deniliyor. Yani arkadaşların paşa gönlü olursa kira yardımı var, olmayabilir de..

Yenilenen evin parası için de "kredi vereceğiz" diyorlar.

Pekala karnını güç bela doyuran, evin borcunu ödemek için göbeği çatlayan vatandaş bu krediyi nasıl ödeyecek.

Amaç belli vatandaşı bezdirmek, devlet kapısına kul köle etmek, gıda paketine muhtaç hale düşürüp, sadaka edebiyatı ile oy avcılığını sürdürmek.

TOKİ kapıyı sonunda çaldı..

Herkes aklını başına alsın, bu gidiş kötü gidiş..

Benden söylemesi..

Gerisi size kalmış..

Sonra dizini dövmeyin..

"Elim kırılsaydı da" demeyin..