Çok garip bir ulus olduk.

Hayatın her alanında inanılmaz bir çürümüşlük var.

Nereye el atsanız bir olumsuzlukla karşılaşıyorsunuz.

Yaşananlara seyirci, kişisel çıkarlarına düşkün bireyler haline geldik.

'Köşe dönücü', 'Yorulmadan, emek vermeden, havadan para kazanma' düşüncesinin hakim olduğu topluma dönüştük.

Çevremizde nelerin olup bittiğine aldırmadan, yarın ne olacağını düşünmeden günü kurtarmayı hedefleyen bir yapıya büründük.

Sanki genlerimizle oynadılar.

Sanki benliğimizi çaldılar.

Bizi biz olmaktan çıkarıp, bir başka gezegende yaşayan bir topluma dönüştürdüler.

Kişi hak ve özgürlüklerimizi gözümüzün içine baka baka elimizden aldılar, 'ne oluyor ' demeyi bile düşünmekten aciz bir konuma geldik.

Ne dayatılırsa biat eden, korkan, ürken, sinen, hak aramayı bırakın düşünmeyi bile yasaklı kılan bir sürece mahkum edildik.

Tam bir kokuşmuşluk var.

Tek egemen anlayış 'ne pahasına, hangi yolla olursa olsun kazanmak'

Örnekleri çoğaltmak mümkün, nereye dokunsanız dökülüyor.

En büyük çürümüşlük ve kokuşmuşluk siyaset arenası ile düşünce ve ifade özgürlüğü alanlarında görülüyor.

Tek parti, tek kimlik anlayışı dayatılıyor, biat eden, ümmetliği kabul eden bir yaşam tarzı ülke politikası olarak yerleştirilmek isteniyor.

Sadece kazanma, tek adamla yönetilme hedefi adım adım hedefine koşuyor.

Bunun en net örneklerinden birisini CHP Muratpaşa İlçe Başkanı Ercan Erkan verdi.

Dün Akdeniz GERÇEK'te de okudunuz, Erkan ile eşinin Muratpaşa İlçe Nüfus Müdürlüğü'ndeki kaydı silinmiş.

Yani Ercan Erkan ve eşi vatandaş sayılmıyor.

İtiraz etmezse ve itirafı da yetkili mercilerce kabul edilmezse yerel seçimlerde oy kullanamayacak.

Ülkeyi nasıl refaha kavuştururuz, vatandaşın yaşamını hasıl kolaylaştırırız düşüncesini rafa kaldıran siyasi otorite, "Seçimi nasıl kazanırız, muhalefeti nasıl yok ederiz, demokrasinin kurallarını nasıl işlemez hale getiririz" anlayışıyla dört nala koşuyor.

Ercan Erkan, çalışkan, dürüst, siyasi ayak oyunlarını bilmeyen, çevresini, eşini ve işini ihmal ederek gecesini gündüze katarak çalışıyor.

Cebinden harcamayı da göze alan, siyasi centilmenliği ön planda tutan bir siyasetçi profili çiziyor.

2011 milletvekili seçimlerinde müthiş bir performans sergileyerek Muratpaşa'da 11 bin seçmenin listelerden silindiğini belgeleyen de Ercan Erkan..

Hiçbir başarı cezasız kalmayacağı için Ercan Erkan ve eşini de siliveriyor arkadaşlar.

Amaç belli, Muratpaşa'da CHP'nin oylarını artırmak, seçimi iktidar partisi AKP'nin kazanmasına katkı koymak.

Lafa geldi mi milli iradeden söz ederler ama milli iradenin tecelli etmesini de istemezler.

Başka bir kentet olsa, örneğin bu terbiyesizce davranış 'Gavur İzmir'de olsa halk ayağa kalkardı.

Giderlerdi nüfus müdürlüğünün kapısına 'Hey arkadaş sen ne cüretle başkanın adını nüfus kütüğünden siliyorsun" diye hesap sorarlardı.

Görünen o ki kokuşmuşluk, çürümüşlük İzmir'i tam olarak ele geçirmemiş.

İzmirliler her türlü yanlışa, dayatmaya, .baskıya, zulme karşı direniyor, sesini çıkarıyor, eylem yapıyor, hakkını da söke söke alıyor.

Antalya ise bu tür olaylara diğer konularda olduğu gibi duyarsız.

"Gemisini kurtaran kaptan'ı benimseyip kabuğuna çekiliyor Antalya.

Bilmiyor ki bir gün kendi kapısını da çalacaklar.

Bilmiyor ki bir gün onun da adını listelerden, kütüklerden silecekler..

Bilmiyor ki adam yerine koymayacaklar, en temel yurttaşlık görevi olan seçime katılmasını önleyecekler.

Olaylara böylesine ilgisiz, yaşananlara böylesine duyarsız bir toplum için tehlike çanları çoktan çalıyor bile..