14 Mayıs seçimleri geride kaldı. 28 Mayıs seçimine odaklandık. Adeta bir referandum arifesindeyiz. Erdoğan mı? Kılıçdaroğlu mu? Tercihte bulunacağız. Son derece önemli sonuçlar doğuracak yapacağımız tercih. Gönül isterdi ki iki aday birlikte TV’de halkın önüne çıksınlar, projelerini, programlarını tartışsınlar. Halk da bu tartışma ışığında tercihi yapsa. Bu mümkün olmadı. Erdoğan TRT’de ve diğer yandaş kanallarda yandaş gazetecilerin sorularını yanıtlamayı tercih etti. Kılıçdaroğlu’nun birlikte TRT’de programa çıkalım çağrılarını duymazlıktan geldi.
“Er meydanı” başlıklı yazımda, Erdoğan’ın Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayını henüz belirlemediği tarihlerde yaptığı açıklamaları anımsatmıştım. Erdoğan sürekli rakibini er meydanına davet ediyordu o açıklamalarda. Millet İttifakı aday olarak Kılıçdaroğlu’nu açıkladıktan sonra her iki aday birlikte er meydanına çıkmalarını bekledik. Bu mümkün olmadı. Er meydanı kurulamadı. Her iki eri birlikte değerlendirme imkânından mahrum kaldık.
Seçim kampanyaları son derece adil olmayan koşullarda yürütüldü.
Demokrasi tarihimizin en seviyesiz seçim kampanyalarından birine tanık olduk. Avrupa’dan gelen gözlem heyetinin 14 Mayıs seçimlerine ilişkin geçici raporunda, kampanyanın eşit ve adil bir ortamda yapılmadığı, iktidar partisinin devlet imkanlarından yararlanarak haksız avantaj sağladığı, basın, toplanma ve ifade özgürlüğü üzerindeki kısıtlamaların devam ettiği vurgulandı. Bakalım 28 Mayıs seçiminden sonra nihai raporlarında neler yazacaklar?
Öte yandan 14 Mayıs seçimi ile oluşan Meclis’in renkli olacağı görülüyor. HÜDA-PAR dahil 15 farklı parti temsil edilecek. Milli iradeyi yansıtma yeteneği daha yüksek 104’ten 121’e çıkan Meclis'teki kadın milletvekili sayısındaki artış yeterli değil. Pek çok ilin Meclis'te kadın temsilcisi yok. Antalya’da yıllar sonra CHP’ den bu kez kadın milletvekili seçilmiş olması ise memnuniyet verici. 600 Milletvekili arasında 30 yaş altında sadece beş milletvekili Meclis'e girmiş. Meslek grupları itibariyle yeni Meclis'in çoğunluğu avukatlardan oluşuyor. Bu grubu mühendisler izliyor. İş insanları, doktorlar, eczacılar da Meclis’e girmiş. Diplomat kökenli bir milletvekilli var. Bu bir eksiklik. Uluslararası ilişkilerin yürütülmesinde parlamenter diplomasi, geleneksel diplomasinin çok önemli bir boyutu haline geldi.
14 Mayıs Milletvekili Seçim sonuçlarına göre, daha muhafazakar daha sağda bir Meclis olacak. Bu itibarla, 28 Mayıs seçiminden Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olarak seçilirse demokrasimiz acısından denge unsuru olacak. Direksiyonda Kılıçdaroğlu’nun bulunması ileriye doğru daha güvenle yol almamızı sağlayacak. 28 Mayıs’ta farklı yönetim tarzları arasında bir secim gerçekleşecek. Otoriter bir yönetim ile demokratik yönetim arasında bir secim yapılacak.