Saniye Ünlü’yü önceki gün kaybettik. Evlendiği günden beri kocasından şiddet gören genç kadını, geçen yıl tanımıştı, Antalyalılar. 5 yıl önce yabancı bir cisimle eşi tarafından tecavüze uğrayarak bağırsakları parçalanan Saniye, arkadaşlarının kolunda ‘Şiddete hayır’ demek için yürüyüşe katılmıştı…
Acı bir hikayesi vardı, Saniye’nin. Maruz kaldığı şiddetten dolayı mama ile besleniyordu. Peş peşe olduğu ameliyatlar, onu bir türlü iyileştirememişti…
Aşırı zayıflayan genç kadın, geçtiğimiz hafta rahatsızlandı ve ailesi tarafından hastaneye kaldırıldı. Ama tüm çabalara rağmen kurtarılamadı, yaşam savaşını kaybetti…
Oysa o kadar çok yaşamak istiyordu ki…
Onun mücadelesini takdir ediyorum. Şiddet mağduru biri olarak, çıkıp utanmadan yaşadıklarını paylaşmış ve şiddetin son bulması için yapılan çalışmalara katılmıştı…
İnanıyordu, bir gün şiddetin biteceğine…
Aslında umut ediyordu, şiddetin bitmesini…
Ama o günleri göremeden ayrıldı, aramızdan. Saniye’nin bedeni ameliyatları kaldıramadı. Zaten ruhu da yaralı olan genç kadın, arkasında küçük bir kız çocuğu bırakarak ebediyete gitti. Yaşarken dünyası karartılan Saniye, dilerim ışıklar içinde uyur…
Dilerim başka Saniyeler katledilmez…
Aslında ne de güzel diyor, rahmetli Neşat Ertaş’ın eserinde; ‘’Doyulur mu doyulur mu / Canana kıyılır mı / Canana kıyanlar / Hakk'ın kulu sayılır mı’’
Evet, o kadar güzel söylemiş ki Ertaş. Mesaj gayet net ancak alabilene…
Eminim ki koca, eş, sevgili şiddetine karşı sarf edilmiş bu sözler. Öyle alelade yazılmamış…
Maalesef özümsenmiyor, işte…
Dün yine ‘cananına’ kıydı, biri…
Falçatayla saldırıya uğrayan genç bir kadın, şimdi tedavi altında…
Saldırgan, yine eski koca…
Yaralı kadına acil şifalar diliyorum…
Ve toplumuzda tırmanan şiddet vakalarına, kadına ve çocuğa yönelik şiddette artan rakamlara karşılık neden şiddetle mücadelede etkin çözümler ortaya konulamadığının bir kez daha sorgulanmasını istiyorum…
Buradan yetkiliklere çağrıda bulunmak istiyorum: Lütfen öfke kontrolü, stresle başa çıkma yöntemleri dersleri verilsin, okullarda…
Küçüklükten ekelim sevgi tohumlarını…
Ve ‘cananları’ koruyacak tedbirleri bir kez daha gözden geçirin…
Bu son olsun, son!