Yapılan iyileştirmeleri ‘Seçim rüşveti’ olarak değerlendiren Prof. Dr. Orhan Kuruüzüm, “kaçınılmaz sonucu olan bu durum karşısında yapılan iş, tam deyimi ile seçim rüşvetidir. Yani belirli bir kesime verilen sus payıdır” dedi.
“Ehliyetsiz ellere verilen yetki, kesinlikle felaketlerle sonuçlanır. Yetki devam ettiği sürece felaketler bitmez” diyerek liyakat vurgusu yapan Prof. Dr. Orhan Kuruüzüm, “Bilgi derinliğinden ve bilim temelinden uzak politikalar, hurafeden beslenir. En düşük emekli maaşı 7 bin 500 TL olmamıştır. Emekli maaşları TBMM’de plan bütçe komisyonunda görüşülür ve yasayla düzenlenir ve artırılır. Bu yüzden kök maaşlar değişmemiştir. 7.500 TL’nin altındaki maaşlarda fark, hazine tarafından yani elden ödenerek 7.500 TL’ye tamamlanacaktır. Dolayısıyla tüm emeklilerin özlük haklarında hiçbir değişim olmamıştır. Mevcut durumda 7.500 TL ve üzeri maaş alan diğer tüm emekliler, bu ödemeden hiçbir şekilde faydalanamazlar. Üstelik, maaşları hazinece 7.500 TL’ye tamamlanan emekliler de gelecekteki yasal maaş artışlarında kök aylıkları kadar faydalanabilirler. 7.500 TL’ye göre faydalanamazlar. Kısaca bu artış yasa ile yapılmamıştır” ifadelerini kullandı.
“EMEKLİYE MAAŞI ELDEN ÖDENİYOR”
“Hurafe politikalar, aşırı zik zaklı uygulamalar ve aşırı yanlış sonuçlar üretir” diyerek akılcı çözümü işaret eden Prof. Dr. Orhan Kuruüzüm, “7.500 TL ve üzeri maaş alanlar ile maaşları 7.500 TL’ye tamamlananlar arasında büyük bir adaletsizlik yaratılmıştır. Çünkü onların yıllar boyunca ödedikleri primler çok daha yüksektir. Yüksek primlere karşı nispi düşük gelir sağlanması, ciddi adaletsizlik ve haksızlık yaratmıştır. Hariçten yani elden ödenen bu para ile mevcut çalışanlar arasında kayıt dışılık motive edilecektir. Çünkü en düşük prim ödeme durumu daha cazip hale getirilmiştir. ‘Rüşvet; ‘Yaptırılmak istenen bir işte yasa dışı kolaylık ve çabukluk sağlanması için bir kimseye mal veya para olarak sağlanan çıkardır.’ TDK böyle tanımlıyor. Bir nevi yanlışa karşı sus payıdır. En düşük emekli maaşını 7.500 TL’ye çıkarmanın yasal yolu uzun ve zahmetli bir iştir ve seçim de kapıya dayanmıştır. 2008 yılında bu iktidarca çıkarılan 5510 sayılı Kanun’un kaçınılmaz sonucu olan bu durum karşısında yapılan iş, tam deyimi ile seçim rüşvetidir. Yani belirli bir kesime verilen sus payıdır” dedi.
“ENFLASYON YOK FAKİRLEŞME VAR”
Prof. Dr. Orhan Kuruüzüm, “Asgari ücrete Temmuz ayında ara zam yapılacağı açıklanmıştır. “Bu memlekette enflasyon yoktur, hayat pahalılığı vardır.” Sözünü hatırlayacak olursak ve anlamını bir kez daha açıklarsak. Bu sözün sahibi demek istiyor ki, “memlekette enflasyon yoktur ama fakirleşme vardır.” Fakirliği gidermenin yolu, ya reel olarak gelir artışı sağlayabilmek ya da maliyetleri düşürebilmektir. İkincisini yapmak artık imkansızdır. O halde ilkini sağlamak gerekir. Bunun yolu, hiç olmazsa resmi enflasyon kadar gelir artışı sağlamaktır. Buna göre son beş yılda yüzde 267 enflasyon ve yüzde 240 asgari ücret artışı olmuştur. Resmi olarak fakirleşmenin en iyimser ölçüsü budur” diye konuştu.
“AVRUPA BİZİ KISKANIYOR LAFI HURAFE”
Prof. Dr. Orhan Kuruüzüm, “Hayat pahalılığı konusunda malum mahfiller tarafından yapılan bir diğer karşılaştırma da Avrupa ile yapılmaktadır. Benzinden domatese, kiradan otomobil fiyatlarına kadar değişik malların Avrupa ve memleketimiz fiyatları karşılaştırılarak bakınız orada da hayat pahalılığı var denmektedir. En hafif tabiriyle bilgisizliğin ya da yalanın kuyruklu halidir aslında bu karşılaştırmalar. Eğer bilgiye dayalı ve gerçek bir fiyat karşılaştırması yapılacaksa o zaman yapılacak iş, memleketteki fiyatları ortalama 10 ile çarpıp sonra Avro’ya çevirerek karşılaştırma yapmaktır. Ancak o halde hayat pahalılığı bizde ve onlarda ne durumdaymış görebiliriz. Ben bazı temel mallarda yaptım. Sonuç mu? Valla Avrupalılar bedava yaşıyorlar bedava! Asgari ücretin Avrupa ile karşılaştırılabilir hale gelmesi için bugün en az 31 bin 500 TL olması şarttır. Aksi halde ‘Avrupalılar bizi kıskanıyor’ lafı, hurafeden ibarettir ve yiyene serbesttir. Asgari ücrete yapılacak ister ara zam olsun ister yılsonu zammı olsun fark etmeksizin söylüyorum, sus payından başka bir şey değildir. Asgari ücrete yapılacak zamların iş ve istihdam dünyasına, enflasyona, büyümeye ve diğer alanlara olan etkilerinden bağımsız olarak bu tespiti yapıyorum. Eğer kapsayıcı bir değerlendirme ile belirtmek gerekirse mevcut duruma getirilmiş iş ve ekonomi dünyamızda böyle bir zam, ciddi sorunlar yaratacaktır. Çünkü sistem, sadece ‘bizi kıskanıyorlar’ hurafeleriyle uzun sürede bu yoz hale getirilmiştir” diyerek uyarılarda bulundu.
ARDA KIR
