Kültür ve Turizm
Bakanlığı’nın geçmişte başlayan ama bugün gündeme gelen planlama çalışmaları
hepimizi sarstı. Bir tarafta Serik’te rüşvet iddialarına kadar varan halk
plajı tahsisi ve planlaması…
Bir tarafta yıllardır sonuçlanmamış
ama AKP’li belediye başkanının bile ‘yapmam’ dediği iddia edilen Gazipaşa
sahillerini turizme açan plan ve parselasyon…
Üstüne gelen ‘koruma’
kalkanlı ama korumanın yanlış anlaşıldığı görülen Olimpos planları. Hangi birini takip
edeceğiz şaşırmış durumdayız. Ama biraz yerel yönetim tecrübesi biraz kent
savunuculuğu geçmişimiz biraz da gayretimizle yetişmeye çalışıyoruz…
Eksiğimiz ve kusurumuz
varsa affola…
Günlerdir pekçok yetkiliyle
görüştüm. Pekçoğu telefonla bilgilendirdi, pekçoğu da açıklamalarını paylaştı.
Köşe yazımda ve haberlerde zaten bir bölümünü paylaştım…
Kendi niyetimi baştan
söyledim. Kimse kızmasın, darılmasın. Bir arkeolojik sit alanında
yapılaşmanın olmasına sıcak bakmıyorum, derecesi ne olursa olsun. Tamam antik
kentin göbeğine plan yapılmıyor ama bir zahmet oraya da girilmesin zaten…
Çevredeki özel mülkiyet
alanları için pansiyonlar bölgesinde yapılan dar bir çalışma olduğu söylense de
bu çalışmanın böyle kalacağına benim gibi pek çok meslek örgütü temsilcisi de
inanmıyor…
Ama iyiniyetli açıklamaları
da sizlere aktaralım…
Turizm Bakanı Mehmet Nuri
Ersoy, plana dair kaygıları inceletiyor. Hatta dün konuştuğum Turizm İl Müdürü
İbrahim Acar da Ankara’dan gelen genel müdür yardımcısı ve buradaki ekiple
Olimpos’taydı…
Konu Olimpos olunca
Müdürümüz, telefonu Kazı Başkanı Prof. Dr. Yelda Uçkan’a bıraktı. Yelda
Hoca da tüm samimiyetiyle bölgenin ıslahı için gerekliliğini anlattı…
Fiziki ve sosyal bozulmanın
önleneceğini, mevcut yatak kapasitesinin yüzde elli azalacağını belirtti…
Antalya Büyükşehir
Belediyesi İmar Dairesi yetkilileri de planın olumlu olduğu görüşünde…
Kumluca Belediye Başkanı,
plan istiyor…
Ama halk kaygılı. Hatta
planlama alanındaki vatandaşlar bile birilerine bir çıkar yaratma çabası
olabileceğinden endişeli…
Kimilerine göre en kötü
plan, plansızlıktan iyi olsa da kimileri bu sorgulamaların kabak tadı verdiğini
yazıp çizse de kaygılarımız kamusal kaygılardır…
Ne pansiyonum ne arsam var
alanda…
Olanları da kıskanmam.
Kimsenin malında mülkünde gözümüz yok. Mesele bu eşsiz güzellikteki alanın
sihirinin bozulmaması. İlla her yer asfaltlı, doğalgazlı, parkı bahçesi ahşap
adı altında yapılaşmış olması gerekmiyor. Bir yerlere de dokunmamak lazım…
Şimdi deniliyor ki düzen
getirilecek…
Planlı alanlardaki düzeni
görünce korkuyoruz anlayın artık!
Ne koruma planları gördük
kamu yararını alt üst eden…
Ne planlar gördük sosyal
donatı alanlarına akaryakıt istasyonu diken…
Gelecek nesillerin
emanetine sahip çıkalım…
Lütfen…
Yaşadığımız pandemi
sürecinin ders olmasını dilerim ama zor…
Ah rant ah, gözün kör ola…