23.08.2012 tarihli Körfez Gazetesi’ne manşet olan ‘Hoca Çizgiyi Aştı’ başlıklı haberde konu edilen eleştirilerden yola çıkarak konuyu köşemde de sizlerle paylaşmak ihtiyacını hissettim.

Değerli basın mensubu Engin Korkmaz ile yaptığım söyleşide, Olbia Antik Kentinin üzerine başta Migros olmak üzere takip eden yıllarda Minicity ve Güneş Evi ve son olarak Dev Akvaryum yapılması karşısında bölgenin geleceğinin tehlikeye sokulduğunu  beyan ettim.

Bölgeye yapılan her yanlış yatırımın bir sonraki yanlışa örnek olabileceğini ve sonuçta bölgede bulunan kadim mezarlığın (antik mezarlık olarak anlaşılmış) ve resmi bina alanının konut veya ticaret veya turizm fonksiyonunun dönüştürülerek içinde antik Olbia Kenti bulunan alanın yapılaştırılarak yok edileceği endişemi dile getirdim.

Bu bölgede yapılaşmanın en büyük zararının yer altı sularına olacağını belirttiğim söyleşide, ‘yer altı sularını koruma alanı’ olarak tanımlanan bu bölgenin bu özelliğinin önemini vurguladım.

Sonuçta bu bölgeye yapılacak en büyük yatırımın Antik Olbia Kentini ortaya çıkarmak ve bu niteliği ile turizme açmaktır.

Bu gerçekleştiği takdirde turizm cenneti olan Antalya’nın kalite değerinin bir AVM’den, Güneş Evi’nden, Minicity’den ve Akvaryumdan çok daha fazla yükseltileceği anlaşılmalıdır.

Bilindiği gibi Sayın Kumbul’un Belediye Başkanlığı süresinde büyük ümitlerle açılan Minicity maalesef bugün bir meyhane veya restaurant olarak hizmet vermektedir.

Bu durum aynı alanda benzeri yapıların veya turizm tesislerinin otel, motel… vb. yapılaşmasına örnek teşkil edecektir.

Birileri bu alanda otel yapmak isteyecektir.

Nitekim halen faaliyet gösteren Hillside Su Oteli’nin Antik Olbia Kentinin Antik Limanı üzerine inşa edilmesi dönemin yöneticilerinin anlayışından kaynaklanmıştır.

Bu düşüncelerim ve kaygılarım bazı kişiler ve zihniyetler tarafından yadırganabilir, yadırganıyor da …

Kente hizmeti, “yapılaşma; nerede , ne pahasına ve nasıl olursa olsun” zihniyeti ile yürütenlerin ve her hizmeti bir rantın arkasına sığdıranların bu düşünceleri ve kaygıları anlaması beklenemez.

Sayın Akaydın, hizmet süresi içerisinde bizim kaygılarımıza en yakın düşüncede bir Belediye Başkanıdır.

 Ancak bölge ile ilgili kaygılarımız onun döneminde yapılan yatırımlarda da dikkate alınmamaktadır.

Haberdeki üsluba uygun olarak başta Sayın Akaydın olmak üzere kenti yönetenlere uyarımız bu bölgeye sit alanı, yer altı sularını koruma alanı ve park tanımına uygun işlemler yapmasıdır.

Atatürk Parkı’nın bir parçası olan alanın Antalya’nın su rezervlerinin üstünde bulunduğu dikkate alınarak geleceğimiz daha fazla tehlikeye atılmamalı ve yapılanlar en kısa sürede ve hukukun gereği olarak eski hale getirilmelidir.

Antalya, Güneş Evi’nin de, Minicity’nin de, otel, motel, turizm alanı ve AVM’lerin de yapılacağı pek çok alana sahiptir.

İleride su ihtiyacımız olduğunda kullanacağımız ve gerektiğinde içeceğimiz suyumuzun içine etmeyelim…

Saygılarımla…