Çocukların her türlü suça karşı korunmasını amaçlayan uluslararası Lanzarote Sözleşmesi'ne 17 yıl önce imza atan Türkiye'de çocukların suç olaylarına maruz kalmaya devam etmesi STK'ların tepkisini çekmeyi sürdürüyor. Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), sözleşmenin 17'nci yılında yaptığı basın açıklamasıyla bu duruma dikkat çekerek, “Türkiye’de 13 yıldır yürürlükte olan Lanzarote Sözleşmesi’ne rağmen Tekirdağ’da istismar edilen 2 yaşındaki bebek kaldırıldığı hastanede hayatını kaybediyor. 8 yaşındaki Narin’in öldürülme nedeni ve katilleri halen belirsizliğini koruyor” açıklamasında bulundu.
Cinsel İstismar Meşrulaştırılıyor
Dahil olunan uluslararası anlaşmalara rağmen çocuklara yönelik suç olaylarının sürmesine tepki gösteren EŞİK, kamu görevlileri ve siyasal iktidar mensuplarının, çocuk cinsel istismarını meşru gösterecek söylemlerle suçu affedilebilir bir zemine çektiğine işaret etti. “Çocuk istismarcılarına af anlamına gelecek yasal düzenlemeleri her yargı paketinin içinde gündeme getirenler, evlilik yaşını düşürmenin de fırsatını kolluyorlar” ifadesinin dikkat çektiği açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (Lanzarote Sözleşmesi) 17 yaşına girerken, çocuklar halen korunamıyor. Türkiye’de 13 yıldır yürürlükte olan Lanzarote Sözleşmesi’ne rağmen Tekirdağ’da istismar edilen 2 yaşındaki bebek kaldırıldığı hastanede hayatını kaybediyor. 8 yaşındaki Narin’in öldürülme nedeni ve katilleri halen belirsizliğini koruyor. Soruşturma devam ederken siyasal iktidara mensup bir milletvekili “Bizlerin bazen bilmediği, bazen bilip söylemememiz gereken şeyler var. Çünkü aile bizim dostlarımız” diyor. Batman’da evinin önünde asılı bulunan 8 yaşındaki kız çocuğunun soruşturması cinsel istismar bulgularını gösteren adli tıp raporuna rağmen hızlıca kapatılıyor. Gazeteciler tehdit ediliyor. Siyasi gücün soruşturma dosyalarına karıştığı şüphesi, soruşturmalara gölge düşürüyor.
2011 yılından bu yana bağlı olduğumuz Lanzarote Sözleşmesi’nin hükümleri etkin bir şekilde uygulanmadığı gibi, kamu görevlileri, politikacılar, siyasal iktidar mensubu yöneticiler çocuk cinsel istismarını meşru gösterecek şekilde “bir kereden bir şey olmaz”, “küçüğün rızası”, “erken evlilik ve cinsel istismar suçu ayrıştırılmalıdır” benzeri söylemleri ile suçu affedilebilir bir zemine çekiyor ve suça teşvik ediyorlar. Çocuk istismarcılarına “af”anlamına gelecek yasal düzenlemeleri her yargı paketinin içinde ısıtıp ısıtıp gündeme getirenler, evlilik yaşını düşürmenin de fırsatını kolluyorlar.
Ülkede halen çocuk yaşta resmi evlilikler gerçekleştiriliyor. TÜİK'in 2021 yılında açıkladığı 16-17 yaşında resmi olarak evlendirilen çocuk sayısı 12.919 ve çocuk evliliğine verilen izinler aile mahkemelerinden büyük bir hızla çıkmaya devam ediyor.
Medeni Kanun’da tanımlanan yaştan önce gerçekleşen “evlilik” adı altındaki çocuk istismarlarının sayısını tespit etmekse mümkün görünmüyor. Çünkü Bakanlık veri toplamıyor, mevcut verileri ise kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşmıyor.
Çocuklar, kanunen suç sayılan yaşta, devletten maaş alan din görevlileri eliyle ve dini nikahla “evlilik” adı altında istismarın kucağına atılıyor. Çocuklara dini nikah yapanlar, istismara teşvikeden söylemlerde bulunanlar, yardım ve yataklık eden aileler, suçu bildirmeyenler cezalandırılmıyor.
Çocuk istismarını önlemek için etkin, bütüncül bir politika ve bu politikayı uygulamayı sağlayacak nitelikli bir mekanizma halen yok. Oysa Lanzarote Sözleşmesi, çocukların cinsel istismardan ve sömürüden korunması konusunda devletlere nasıl bir yol haritası izleyeceklerini gösteriyor.