Zor iştir madencilik, ekmeğini yerin yedi kat altından kazanmaktır. Önlemlerin alınmadığı yerlerde, ölümle kol kola yaşamaktır! Her madenci evinden helalleşerek çıkar. Dönüp dönmeyeceğinden emin değildir çünkü.

 

Daha Soma faciasının acı anıları yaşarken, Bartın’da yaşanan maden felaketi, bütün ülkeyi, hepimizi yasa boğdu. O, sabaha kadar endişeyle bekleşen madenci ailelerini gördükçe, kahrolduk. Hiçbirimizi uyku tutmadı!

 

Ölenlerle bir kez daha biz de öldük. Artık bu acıların yaşanmaması gerekiyor! Maden ocaklarında işçilerimizin can güvenliği için, modern çağa uygun bütün tedbirler alınmalı, ilerleyen teknolojinin bütün nimetlerinden madenciler de yararlanmalıdır. Çünkü insan canından daha kıymetli hiç bir şey yoktur!

 

Ayrıca madenlerde, maden mühendisi sayısı da arttırılmalı ve maden işletmelerinin, kurallara uygun davranıp davranmadıkları daha sık teftiş edilmelidir. Uygun olmayan çalışma koşullarında, madeni kapatma dahil, en ağır yaptırımlar uygulanmalıdır. Unutulmamalıdır ki; yeterince cezalandırılmayan işletmeler, uygunsuz çalışma koşullarını sürdürmeye devam ederler. Nitekim madenlerde kaybettiğimiz işçi sayısı artarken, bundan etkilenen ailelerin dramı da azımsanmayacak boyuttadır. Yaşadığımız felaket ve travmaların artık en aza indirilmesi için, yapılması gereken her şey yapılmalıdır.

 

Soma’daki maden felaketinde 301 madencimizi kaybetmiştik. Bartın’daki madende de 41 canımızı yitirdik. Onların ailelerine, evlerine, ocaklarına ateş düştü! Aslında o ateş, bu ülkedeki bütün ocaklara düştü! Artık madencilerimiz riskli koşullarda çalışmamalı, maden ocaklarında teknolojinin bütün imkanları, işletmelerde kullanılmalıdır!

 

Eğer önlemler alınırsa; iş güvenliği sağlanırsa, maden kazaları da en aza indirilir. Bunun başka bir yolu yok artık, bunu biliyoruz. Ulusumuzun başı sağ olsun. Dilerim, bir daha bu acıları yaşamayız!