Antalya Vakıflar Müdürlüğü’nün dillere destan restorasyon
çalışması kapsamında tarihi Kaleiçi’nde bulunan Kesik Minare’ye külah takılması
olayı gündemden kolay kolay düşeceğe benzemiyor.
Çünkü restorasyon işini elimizi yüzümüze bulaştırıyoruz..
Tarihi mekanların restorasyon ile ayakta kalmasını
sağlamak elbette önemli..
Ancak restorasyon işini uzman olmayan kişi ve şirketlerin
yaptığı, pek çok sektörde olduğu gibi restorasyon ihalelerinin yandaşlara
verildiği iddialarının ardı arkası kesilmiyor.
Yetkililer, yandaşı kayırma, kollama iddialarının doğru
olmadığını söylese de restorasyon skandalları
bu iddiaları doğruluyor.
Roma İmparatoru
Marcus Aurelius Antohinus döneminde inşa edilen tarihi Aspendos Tiyatrosu’ndaki
restorasyon skandalının savunulacak hiçbir yönü yok..
Yapımına Milattan sonra (MS) 161 yılına başlan ve Milattan
sonra (MS) 180 yılında tamamlanan Aspendos
Antik Tiyatrosu’nda restorasyon sırasında
tiyatronun basamaklarına beyaz mermer döşenmişti..
Aspendos restorasyonu çok gürültü koparmasına rağmen,
yasak savma türünden bir soruşturma açılmış, sonra da skandalın üstü
örtülmüştü..
Bir diğer restorasyon skandalı da Korkuteli’nde
yaşanmıştı..
Selçuklu dönemi
stilinde yapılan 800 yıllık tarihi Alaaddin Camisi’nde yapılan
başarılı(!) restorasyonda taşları statik neden önü sürülerek sökülen ‘Taç Kapı’
yeni taşlarla yepyeni oldu..
Yani restorasyon skandalı ile caminin tarihi kapısı imha
edildi..
Bu restorasyon skandalı ile tarihi kapının sanat şaheseri
olarak yorumlanan bezeme ve motifleri
artık yok oldu..
Şimdi sıkı durun..
Yeni bir restorasyon skandalı için düğmeye basılmak
üzere..
Külah giydirilen
Kesik Minare gibi Antalya’nın simgelerinden olan Kalekapısı’ndaki Saat
Kulesi’ne de
Kubbe
yerleştirilecek..
Bilindiği üzere Kaleiçi'nin giriş kapısı alanı olarak
görülen Kalekapısı bölgesinde yer alan Saat Kulesi, kentin simgesini ve siluetini
oluşturan en önemli eserler arasında bulunuyor.
Yakında kubbe giydirilerek yeni bir görüntüye
kavuşturulacak olan tarihi Saat Kulesi’nin Milattan sonra 9.yüzyılda Bizans
döneminde inşa edildiği biliniyor.
Beşgen burç
şeklindeki yapı 2. Abdülhamit’in kentlerdeki saat kulelerini önemsemesi üzerine
20.yüzyılın başlarında kare şeklinde yeni taşlar eklenerek saat kulesine çevrilmiş..
Tarihi kaynaklar, 14 metre yüksekliğindeki Antalya’nın
simgelerinden Saat Kalesi’nin üzerinde 1940’lı
yıllara kadar kubbe bulunduğunu belirtiyor..
Görünen o ki yönetenler ile birlikte kimi uzmanlar da
restorasyon yanlışlarını görmezden geliyorlar..
Antalya’da gürültü koparan restorasyon çalışmalarının ana
prensibinin ‘Türk-İslam Eserleri
Yolculuğu’ olarak seçildiği vurgulanıyor.
Antalya’nın dinamikleri memnun olmasa restorasyon
çalışmaları ile Antalya’ya gelen yerli ve yabancı turistlerin Türk-İslam Eserleri
Yolculuğu’ ile Kaleiçi, Saat
Kulesi, Yivli Minare, Kesik Minare, Tekeli Mehmet Paşa Camii, Alaaddin Camii,
Karatay Medresesi ve Mevlevihanesi’ni gezmelerini sağlamak olduğu biliniyor..
Bakınız
restorasyon çalışmalarının merkezindeki isim Antalya Vakıflar Bölge Müdürü Hüseyin Coşar, neler söylüyor :
“Saat Kulesi Antalya’nın en
özel konumunda yer alıyor. Saat Kulesi Yivli Minare ve Tekeli Mehmet Paşa
Camisi ile uyumlu.. Bu üç eserde Vakıflar’ın mülkiyetinde. Saat Kulesi’nin
mülkiyetini yeni aldık, alır almaz da hemen restorasyon için çalışmalara
başladık. Amacımız saat kulesini özgününe döndürmek. Koruma Kurulundan
geçtikten çalışmalar başlayacak.
Yaklaşık 5 ay içerisinde projeyi tamamlayacağız. İhaleye çıkılarak 2 yıl içerisinde kubbeyi
oluşturacağız. Restorasyon çalışmaları
ile Antalya’da Türk-İslam özelliği daha da ön plana çıkacak. Türk-İslam
geleneğinde kubbe çok önemli bir yer teşkil ediyor. Amacımız tarihi Saat
Kulesi'ni aslına uygun şekilde restore etmek”
Görünen
o ki gündemde külah yerini kubbeye bırakacak.
Kesik
Minare gibi Saat Kulesi gibi Antalya’nın simgelerine külah ya da kubbe
giydirmek ne kadar doğru bunun yorumunu da Antalyalılar yapacak elbette..