Sağ Dikey Reklam Alanı Genişlik: 160px Yükseklik: 600px
Antalya Haberleri

FIRKA KENDİNE GEL! GÜNAHA ORTAK OLMA!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Cumhuriyeti içlerine sindiremeyenler yeni kurulan fırkanın çevresinde toplanmışlar, rejimi geçmişe dönüştürmek için uğraşıyorlardı.

   Türk Ocağı Aydın Şubesi'ne girdi. Karşılayan yöneticiler hemen 'Siz burada ne yapıyorsunuz?' diye sordu. Ocak yöneticileri, kuruluşun genel çalışmalarını anlatmaya başlayınca, onları durdurdu ve ''Ben onu sormuyorum. Siz neden buradasınız?'' diye bir kez daha sordu.
 

Yöneticiler susup kalınca onların o binada değil de, o anda köylerde halka kültür programını, iktisadi çalışmaları anlatıyor olmaları gerektiğini söyledi.

Yöneticiler, ulaşım olanaksızlığından, harcırah yetersizliğinden söz ederek sıyrılmaya çalıştılar. Onları yine el işaretiyle durdurduktan sonra dedi ki:

“Siz gidemiyorsunuz ama bir sürü yobaz, çarığı çektiği gibi sırtında torbasıyla karanfil yağı satacağım diye inkılâbı köstekleyen yayınlarla köyleri adım adım dolaşmaktadır. Sizin ise bu uğurda en küçük tedbir ve hareketiniz yok!”

*

Sıkıntılı geçen beş-altı yılda seyrekleşti gezilerim. Ne ki arada bir yine bazı kentlerin salonlarında öğrendiklerimi, saptadığım gerçekleri anlattım.

Konuşmaların sonunda en sıkıldığım andı, alkışlar! Şaşırmışımdır; bunca berbat durumu anlatıyorum da donup kalmıyorlar, diye

Beklerdim ki dinleyen yurttaşlar,  eleştirsinler, kendi yörelerinde olan biteni anlatmaya başlasınlar; örnekler versinler! Daha da önemlisi, gerçekler böyle olduğuna göre, sıkı çalışmak için yöntemleri tartışsınlar, yol-yordam arayalım diye toplansınlar.

Öyle yaptılar mı o dernekçiler, particiler, yeni modayla platformcular?

 “Evet” demek isterdim. Aynı kentlere bir kez daha uğradığımda yine aynı kişilerdi gelenler. Yine alkışlıyorlar ve dağılıyorlardı.  “İçimiz dışımızı kararttın. Söyle bakalım şimdi, ne yapacağız?” diyenler oldu.

Baktım ki yol yordam konuşunca sıkılıyorlar. Sonunda “Hiç olmazsa” demeye başladım, “şu bilgileri, bu şer üretici kişileri en yakınızdaki kişiye, komşunuza, köylünüze” anlatmakla başlayın!”

O kentlerin bazılarına bir-iki yıl sonra uğradım. Bu kez de “Vallahi anlattıkların bir, bir çıktı!” demezler mi? “İyi hoş da çıksa ne olur, çıkmasa ne olur!” Ecel gelmişken “söylemiştim” deyip pay mı çıkaracağız?

*

Kitaplarda çok kişi adı bulunmasından sıkıldığını, okuyamadığını söyleyenlerin (aralarında ne yazık ki gazeteciler bile vardı) sayısı da az değil.

Oysa yerli-yabancı çok kişinin adı geçince sıkılanlar, o kişilerin yurdumuzun dirliğini-düzenini bozmak için şebeke kurduklarını; yerlilerle ilişkiyi pekiştirdiklerini ve hatta partilerini ele geçirdiklerini görünce şaşırıyorlar! Zamanında uyanıp önlememişler!

Hayır, hayır; bu sözlerim partilerin Anadolu teşkilatlarının yönetimini ele geçirenlere değil! Onlar, belediye başkanlığı, belediye meclis üyeliği, il genel meclis üyeliği, milletvekilliği elde etme umuduyla kongre pazarlığındalar. Alelade, “zoraki liderlerinin” alelade müritlerine, iki satır kitap okumayan delegelerine diyecek söz yok!

Baksanıza “Zoraki Lider” içindekileri “otonomi”, “kültürel özerklik”, “genel af” diye parça parça bağırmış! Oysa onlar hala, Yeni-Kürt Açılımı parti yönetiminde bile konuşulmuyor, diye yakınıyorlar!

Fırka, parti olmuş. Zoraki Genel Başkan, 19 Mayıs!’ı anmak için İslam inkılâpçılarından izin istiyor. Samsun’a akşam karanlığında gidiyor. ABD’ye “Biz AKP’den daha iyi beceririz” diye bayrak gösterip duruyor.  Haklıdırlar, onlar AKP’den daha iyi beceriyorlar; muhalefet eder gibi yapıp, şeyhlere, şıhlara “biat” yarışına giriyorlar! Adları ve emperyalistlere hizmetleri elbette unutulmayacak!

Her neyse; o Cumhuriyet Halk Fırkası’nın kurucusu, ilk Genel Başkanı, Bağımsızlığın Kumandanı, 1931’de sormuş işte: “Siz burada ne yapıyorsunuz?!

Ankara, 15 Haziran 2012
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *