Tapu olmadan kaçak
kat çıkanlar, gecekondular, kaçak villalar, vatandaşın gözünün içine baka baka,
belediyelerle dalga geçercesine kaçak apartman dikenler, vatandaş ve hazine
arazilerini, Antalya’nın paha biçilmez değerdeki sahillerini işgal edenler
yaşadı..
AKP’nin ‘İmar
Affı’ ya da ‘İmar Barışı’ olarak
açıkladığı seçim rüşvetinde son aşamaya gelindi..
Meclis’ten AKP ve MHP’nin oylarıyla jet hızıyla geçmesi
beklenen düzenleme ile seçmene sempati görünmenin dışında kaçak ve ruhsatsız
yapılar için alınacak kayıt bedeli ile tamtakır olduğu söylenen Hazine’ye kaynak
yaratılacak.
Sözde imar barışı
olan bu rant paylaşımı, bir göz odası kaçak ve ruhsatsız, ya da bahçesindeki
birkaç metre işgali yasal hale getirmek olarak lanse edilse de, asıl amaç para
babalarının kaçak beton bloklarına ve hazine arazilerini işgallerine ve sahil
yağmasına yasal kılıf getirmek olduğu öne sürülüyor.
30 Eylül 2017’den önceki yapılmış yapılar için getirilen
imar affından yararlanmak için Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine başvuru
yapılacak..
AKP’nin bu
düzenlemesi ile kaçak katlar artık yasal hale gelecek.
AKP’nin yeni imar planıyla 55 metre yüksekliğe izin
çıkıyor.
İmar Affı’ndan
yararlanmak için son başvuru tarihi 31 Aralık 2018 iken, hükümet, bu tarihi 1
yıl uzatma yetkisini de almış olacak.
Başvuru ile vatandaşlar, arsa emlak değeri ile yapı
maliyetinin toplam yüzde 3’ü oranında kayıt bedeli ödeyecek.
Bu koşulları yerine getiren vatandaşa yapı kayıt belgesi
verilecek.
Bu belgeyi almaya hak kazananların kaçak ve ruhsatsız
binaları için önceden alınmış yıkım kararı varsa durdurulacak.
İmar Affı ile
kaçak ve ruhsatsız binalara ayrıca elektrik, su, doğalgaz bağlanabilecek, varsa
cezaları iptal edilecek.
Uzmanlar, bu düzenlemenin imar affı değil, 24 Haziran erken genel seçimleri
hedeflenerek, vatandaşla barış olduğunu öne sürüyor.
Meslek odaları sözde imar barışına şiddetle karşı
çıkıyor.
Meslek odalarına göre, kaçak ve ruhsatsız yapıları yasal
hale getirecek olan yapı belgesinin sadece kayıt anlamı taşıyacağını, kaçak
yapılaşmayı artırarak can kaybına neden olacağını, Avrupa birincisi olduğumuz iş cinayetlerinde artış olacağı uyarısına
bulunuyorlar.
Mimarlar Odası
Genel Başkanı Eyüp Muhcu, imar affının kaçak yapılaşmayı teşvik ederek, can
kaybına yol açılacağı vurgulayarak, şunları söylüyor :
“Kıyaların,
yeşilin, doğanın da yağmalanmasının önünü açacak bu düzenlemeden vazgeçilmeli.
Önümüzde üç seçim var. İktidar, hem vatandaştan oy toplamak, hem de seçim
harcamalarına kaynak yaratmak için 1983’te Turgut Özal’ın yaptığı imar affını
geri getirmek istiyor. Bu düzenleme imar barışı değil, kesinlikle bir af”
Şurası yadsınamaz bir gerçek ki imar affı, İstanbul ile
birlikte Antalya’yı yakından ilgilendirecek.
Bir zamanlar İstanbul gibi, İzmir gibi ‘gecekondu
cenneti’ olan Antalya’da en iyimser rakamlarla Antalya’da binaların yüzde
40 ila 50’si kaçak ve ruhsatsız.
Antalya kıyıları
ise çok yıldızlı oteller başta olmak üzere turizm yatırımcılarının işgali
altında..
Antalya
sahillerindeki kaçak ve işgallere yıllarca yıkım kararı alınır ama bu asla
gerçekleştirilmez..
Kaçak ve işgaller Ankara’da becerikli bürokratların
imzaları ile ya imar planı ile kurtarılır, ya da ‘turizm sezonunda inşaat faaliyeti yasak ’ bahanesine sığınılarak
yıkımları bir başka bahara bırakılır..
Yani bu tür
düzenlemeler hep sırtı kalın, cüzdanı şişkinlerin işine gelir..
Sade vatandaşın kaçak ve ruhsatsız yapıları ise yerel
yönetimlerce gözünün yaşına bakmadan jet hızıyla yıkılır..
Yıkılmakla kalmaz, yıkım masrafları da vatandaşa fatura
edilir..
Olan her zamanki gibi garibana olur, ancak garibanın
isyanı duyulmaz..