Geçtiğimiz 2015 kasım başında gerçekleşen genel seçimler
öncesi 1 ay Çankırı’da kalmıştım. Seçim çalışması yapıyorduk. Her ilçeye en az
3 kez gidildi, beldelere, köylere gidildi. Her ilçede; hem Belediye Başkanları,
hem ilçenin önde gelenleri “İlçemize yüksekokul gelsin” diyordu.
Yok, dertleri çocuklarının yüksek okul için başka yerlere
gidiyor olması değildi. İlçeye okumaya gelecek öğrencinin getireceği ekonomik
girdiydi.
Bunları duyduğumda 90’lı yılların ikinci dilimine gitmiştim.
O zamanlar belediye meclis üyesi olan bir abimiz vardı. Bir
akşam Bucak’ta yemek yiyecek yer için dolaşıyoruz. O zamanlar ilçede alkollü
lokanta yoktu. Akşamın bi vakti kocaman kocaman adamlar arabalarıyla veya yaya
sokakta dolaşıyorlardı. Aynı sokakta ilçeye yeni açılan yüksekokulun
öğrencileri de vardı. İbrahim abi, yüksekokulla birlikte ilçe sokaklarının
hareketlendiğini anlatmıştı.
Geçtiğimiz Çarşamba sabahı kargalar kahvaltısını yapmadan
çıktım yola. Arabamız yok malum, toplu taşımaya talim. Önce Alanya yoluna
gidecek otobüse bindim, ardından Manavgat Seyahat’e.
Sahi ilçe otobüslerine ne zaman kart sistemi gelecek?
“Bütünşehir” diye dayatırken, ilçe otobüslerinin üstüne “denetimli” yazarken,
araçlara kart sistemi değil ama “kamera sistemi” yerleştirirken bunlara sıra
gelmez mi?
Neyse, biz Manavgat’a devam edelim.
Yaklaşık 2 saatlik bir yolculuktan sonra vardım o güzel
topraklara. O kadar dost- arkadaş var. Akrabaları saymıyorum bile. Hiçbirini
aramadım. O kadar ki Manavgat Belediyesi’nin başkanı Şükrü Sözen’i ve bizim
Nalan’ı da aramadım. Tek derdim ırmak kenarında bi kahve içmek, yürümek,
fotoğraf çekmek. Şimdi belediyeye gidersem yönlendirilirim, bağımsız fotoğraf
çekemem diye düşündüm.
Kahve içerken aklıma düştü. Sahi Manavgat mı “İl” olmalıydı,
Alanya mı?
MATSO Başkanı sevgili dost Ahmet Boztaş’ı aradım. Sözleştik.
Eski köprünün altındaki kitapçı- kafeden fotoğraf çeke çeke MATSO’ya yürüdüm.
Yolun devamını taksiyle tamamladım.
Ahmet Boztaş çok enerjik, ufku açık, bizdeki tabirle “dipçik
gibi” bir delikanlı. Oda yöneticileri geliyor ardı ardına, hepsi genç,
güleryüzlü.
Ve o malum soru: Manavgat mı il olmalıdır, Alanya mı? İşin
siyaseti değil, rakamsal verilerden bakacağız mevzuuya.
Boztaş, şu anda hükümetin gündeminde böyle bir çalışma
olmadığını, ancak geçmişte olduğu gibi bugün de bütün rakamsal verilerin
Manavgat’tan yana olduğunu söyledi.
İşin beni ters köşe eden tarafı ise Manavgat’a üniversite
kurulma çalışması. Başkan Boztaş, ilçeye kurulacak üniversitenin kurumsal
kimlik açısından önemli olmasıyla birlikte ilçeye getireceği ekonomik katkının
önemine dikkat çekiyor. Yazın turizm, kışın öğrenci hareketinin ekonomide
sürdürülebilirlik getireceğini düşünüyor.
Teeee Ilgaz dağlarına gittim bi an iyimi?