Bir ilçe düşünün, Türkiye’nin yarısı kadar il sayısından daha fazla nüfusa sahip. Aynı zamanda bu ilçe, hem doğu, ham batı sınırı ırmak olsun. “Serik’te öyle” deme. Manavgat’ın birde ortasından geçen çayı var. Ve bu çayın kenarında güzellikler ortaya koyan bir Başkan.

 

Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı güzel insan Ahmet Boztaş, bir Manavgatlı olarak sosyal medyadaki paylaşımlarımı Manavgat ile ilişkilendirmemi rica etmişti. #hayalleringerceklestigiyer, #visitmanavgat ve #nevarsamanavgattavar heşteglerini kullanmaya çalışıyorum o günden beri. Masal takipçileri anımsayacaktır. Bir süre bir sabah kaçamağında varmıştım Manavgat’a. Kimseye haber vermeden. Irmak boyunda kahve içip dönmüştüm.

O gün, taa 2009 yılına götürmüştü Irmakboyu beni. İlk başkan olduğu günlerdeydi. Odasında, hayalindeki Manavgatı konuşuyorduk. Babası da, adını aldığı dedesi de Manavgat’a Belediye aşkanı olarak uzun yıllar hizmet vermişlerdi, bayrak üçüncü kuşak Sözen’deydi.

Benimde ilgimi çekmişti masanın üstüne yaydığı devasa Irmakboyu Projesi. Anlatırken çok ama çok heyecanlıydı, gözleri parlıyordu. İstenmedik sıkıntılar yaşandı, tıpkı diğer hayaller gibi bu projede beklemek zorunda kaldı.

Geçtiğimiz hafta müflis tüccar gibi eskileri karıştırıyordum. Bu hafta ne masal anlatacaktım. Öyle ya malum el sakat.  Fotoğraf makinesini kullanamıyoruz diye Özüm’e vermişiz. Kendisi alıp Van yollarına düşmüş. Kul sıkışmadan Hızır yetişmezmiş. Tam bu arada aradı kardeşim Nalan. “Yarın akşamüstü bekliyorum. Haftasonu buradayız” dedi. Başım gözüm üstüne bacım. Şükrü Başkan çağırır da gidilmez mi. Sonuçta burada “misafir” değil “ev sahibi”yiz.

Her ne kadar Sevgili eğitim sevdalısı kardeşim Mehmet can ile Antalya Serikliler Dernek Başkanı Adnan Tezgek kaşla göz arası beni “Serikli” yapan imzayı imzayı attırmış olsa da nüfus kütüğümüz hamdolsun Manavgat.

Geçtiğimiz Cuma akşam saati Manavgat Irmağı’nda kısa bir tur attık. Sıcacık çay tabii ki iyi geldi bu soğukta ama Manavgatlı gençlerin yeni yapılan köprü üzerinde katkı koyduğu su ve ışık gösterisi ısıtmanın ötesinde etki yaptı.

Cuma sabahı yine Irmak kenarındaydık. Bu kez yürüdük, yürüdük, yürüdük. İyi ki Alanya yolunun güneyinden denize kadar olan mesafenin altyapısı hazır olsa da peyzajı bitmemiş. Aksi halde yürümekten bitap düşerdik.

Dedik ya Gözleri parlıyor Sözen’in. Kolay değil tabii böyle güzelliklere imza atmak. Her güzel hizmet kendi içinde sorunlar da barındırır, burada başarı, kimsenin kaşı düşmeden güzele ulaşmaktır.

Yeni köprü, çevre düzenlemesi, aydınlatma, çiçekler, 5 yıl önce mezbelelik olan, ucuz, kalitesiz mekanların yerini şık kafeler, lokantalar almış. Bunu da geçtim. Bu projenin en hoşuma giden tarafı Heykel sempozyumunda ortaya çıkan eserlerin bu alanda sergileniyor olması. Antalya değerini bilemedi. Güzelim heykeller savruldu, saçıldı. Manavgat’ta umarım bu heykeller şehirle bütünleşir.

Yeterrrr. Malum sakat elle zor oluyor. Manavgat kadar güzel günleriniz olsun.