2019 Yerel seçimini kaybeden iktidarın Cumhur İttifakı'na bağlı belediyelerin elini kolunu bağlamak için aldığı kararları, yaptığı uygulamaları biliyoruz. Gelirlerini elinden aldığını biliyoruz ama biz daha eskiden de biliyoruz. cenneti şu
Örneğin ilk 1994'te Kepez Belediyesi kurulduğunda, yöneten belediye başkanı belediyeye alınan araçları kurduğu Vakıf üzerine kaydettirmişti. Vakıf para kazansın diye neredeyse kapıya gelip yön sorandan bağış alınır olmuştu. Bunun bir geleceğe yönelik plan olduğunu 5 yıl sonra seçimi kaybettiğinde ortaya koyduğu tavırlarla görmüştük. Araçlarını Vakıf üzerinde olduğu için belediyenin kullanımına izin vermemeye filan kalkışmıştı.
Sadece Kepez'de değildi bu, birçok yerde vardı ve sonra bu yanlıştan dönüldü.
Şimdi bitmemiş bu tür yaklaşımlar. Son örneği Pazarcılar Odası'nda şu anda benzer bir sıkıntı yaşıyormuş. İsmail Öz, bir kooperatif kurmuş odayı kaybetti ama kooperatif üzerinden diyalog kurduğu belediye başkanları ile pazar yeri yapmaya çalışıyormuş. Öbür tarafta belediye başkanı istemediği oda başkanını yok saybiliyormuş.
Burada tabii alengirli işler, hesap- kitap işleri beni bağlamıyor. Beni bağlayan şey; üç yıldır Toptancı Hali yanında oturuyorum. Beşkonaklılar Mahallesi'nde kurulan pazar çok zayıf. Yani "Yok" diyecek kadar. Bugün gitseniz yayladaki herhangi bir köyde de daha güzel pazar kurulur onun yanında.
Düdenbaşı Mahallesi'nde bir pazar kuruluyor. Çarşamba Pazarı, halk arasında Demirgül diye bilinir. Geçen hafta gittim pazar yeri bariyerle çevrilmişti. Geri döndüm, daha sonra öğrendim ki belediye buraya pazar yeri yapıyormuş. Mevcut pazarı da arka tarafa kaydırmışlar. İyi de o pazarın girişlerine bir uyarı tabelası koyulamaz mıydı? Amiyane tabirle artık vatandaşın giydiği donunun rengini bile bilen sistem mevcut. Çok mu zor bölgede oturan o pazarı kullanan halkı bilgilendirmek, çok mu zor yani?
Acaba şehrin başka bir noktasında böyle bir çalışma yaptırırken de bu kadar duyarsız mı davranılıyor? Şimdi buna kenar mahalle kompleksi diyen bi ulema da çıkar ama biz oraları aştık paşam.
Burada yetkili kimdir? Belediyede midir? Pazarcılar odası mıdır? Kooperatif midir? Kim ne yapmalıdır falan sorularının cevabını ararken bu pazar yerinin Pazarcılar Odası değil de kooperatifle yapıldığını öğrendim. Üzülmekten başka da yapacak bir şey yok. Seçimler yaklaşıyor, dengeler değişiyor. "Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler" diyen Erzurumlu İbrahim Hakkı rahmet istedi.
Bi güncel konjektör notu düşelim. Bu bir sipariş yazı değildir. Olayın muhataplarının muhatabı ben değil, pazarı kullanan halk, orada iş yapan esnaftır.
Bana yanıt vermeyin, işinizi düzgün yapın.
Ben mi?
Süreyya Berfe gibi ..
“Şark mazoşizmi”nden kurtulmak istiyorum, bu bir. “Bozkır kökenli Müslüman bir köylü gibi” gibi gebermek istemiyorum, bu iki. “Kalite, aroma, gusto istiyorum, bu da üç.”
(Gusto Kur'an'da geçmez)