Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Muğla Şubesi Başkanı Nazlı Tepeli, "Doktor Melek Bağçe’nin çalıştığı Damlataş Aile Sağlığı Merkezi’nde katledilmesine yol açan, şiddete açık olan ve şiddete karşı gerekli önlemlerin alınmadığı, bu güvenli olmayan çalışma ortamlarıdır" dedi.
Alanya’da Aile Sağlığı Merkezi’nde çalışan Melek Bağce, boşanma aşamasında olduğu sağlık teknisyeni Mustafa Bağce tarafından öldürüldü. Bağce’yi bıçaklayıp öldüren Mustafa Bağce ise daha sonra tabanca ile intihar etti. Muğla’daki sağlık emekçileri, 16 Haziran’da Sınırsızlık Meydanı’nda bir araya gelerek Bağçe’nin öldürülmesini protesto etti.
KADIN VE SAĞLIKÇIYA ŞİDDET SAYACINDA YER ALDI
Açıklamayı okuyan SES Muğla Şubesi Başkanı Nazlı Tepeli, şöyle konuştu: "Ülkemizin içinde bulunduğu şiddet sarmalında bir kadın sağlık emekçisini daha kaybetmenin derin hüznünü ve öfkesini yaşıyoruz. İki gün önce Antalya ilinin Alanya ilçesi Damlataş Aile Sağlığı Merkezi’nde çalışan Dr. Melek Bağçe’nin, boşanma aşamasında olduğu eşi tarafından iş yerinde gündüz gözü rehin alınarak vahşice katledildiğini öğrendik. Bu bir ilk değil maalesef ve adeta bir dejavu hali olup bitenler. Kasım 2015’te Dr. Aynur Dağdemir, birlikte çalıştığı kadın hemşireyi erkek şiddetinden korumaya çalışırken öldürülmüştü. Ocak 2022’de Ebe Ömür Erez, aile sağlığı merkezinde erkek şiddetiyle katledilmişti. Ekim 2022’de aile sağlığı merkezinde çalışan Emine hemşire, iş yerinde bir erkek tarafından ateşli silahla vurulmuştu. Nisan 2023’te Çanakkale Tabip Odası Başkanı Dr. Ayşe Güneş, eski eşi tarafından hastane bahçesinde bıçaklı saldırıya uğramıştı. Birkaç örneğini sıraladığımız bu acı olaylar, tıpkı Dr. Melek Bağçe cinayetinde olduğu gibi hem kadına yönelik şiddetin hem de sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yönelik şiddetin vücut bulduğu olaylar sayacında yerlerini aldı.”
"MESLEKTAŞIMIZ HUNHARCA ÖLDÜRÜLMÜŞTÜR"
“Görevi sağlık hizmeti vermek ve yaşatmak olan meslektaşımız, gün ortasında, hiçbir güvenlik önlemi olmayan aile sağlığı merkezinde, boşanma aşamasında olduğu eşi tarafından önce rehin alınmış, sonra da hunharca öldürülmüştür. Sağlıkta Dönüşüm Projesi’yle yaratılan neoliberal sağlık sistemi, yalnızca birinci basamak sağlık hizmetlerini tahrip etmekle kalmamış, aynı zamanda hekimleri ve sağlık çalışanlarını parçalanan ve güvenli olmayan sağlık kurumlarında çalışmaya mahkum etmiştir. Kışkırtılmış sağlık talepleri, performans baskısı, güvencesiz çalışma, kamudan karşılanmayan koruyucu hizmet paketlerinin yarattığı çaresizlik, emeğin değersizleştirilmesi ve şiddete karşı korunaksız çalışma gibi çok yönlü olumsuz etkenler, sağlık ve sosyal hizmet emekçileri için tehdit olmaya devam etmektedir."
ANKA