Sağ Dikey Reklam Alanı Genişlik: 160px Yükseklik: 600px
Antalya Haberleri
Antalya
PARÇALI BULUTLU
26°
Akdeniz Gerçek Gündem Netanyahu'yu onu sildik attık

Netanyahu'yu onu sildik attık

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kazakistan'ın başkenti Astana'da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları Konseyi 10. Zirvesi dönüşü uçakta gazetecilere gündeme açıklamalarda bulundu.

4 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Netanyahu'yu onu sildik attık
KAYNAK: İHA

Gazze'de Filistinlilere günlerdir zulüm uygulayan İsrail'i bir kez daha sertçe eleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gazetecilere yaptığı açıklamalarda, 'Netanyahu hiçbir şekilde bizim için muhatap alınabilir biri değil artık. Onu sildik attık' dedi.

'Türk Devletleri Teşkilatımızın 10'uncu zirvesini hamdolsun başarıyla tamamladık. Türk dünyası olarak 1992 senesinde, Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları zirveleri sürecini başlatmıştık. Müşterek gayretlerimizle bu girişimimizi zaman içerisinde olgunlaştırarak, Türk Devletleri Teşkilatı'na dönüştürdük. 6 Şubat'ta yaşadığımız depremlerin ardından tüm üye ve gözlemci devletlerin en üst düzeyde katılımıyla Mart ayında Ankara'da olağanüstü zirve düzenlemiştik. Türk dünyası arasındaki güçlü dayanışmayı bu vesileyle bir kez daha ortaya koyduk' diye konuştu.

Şükranlarımızı sunmak isterim

Deprem felaketi sonrasında yardımımıza koşan kardeşlerimize bir kez daha şükranlarımızı sunmak isterim. Zor günümüzde sergilenen bu dayanışmayı hiçbir zaman unutmadık, unutmayacağız. Malumunuz geçtiğimiz Cumartesi günü Kazakistan'ın Karagandı bölgesinde elim bir maden kazası meydana geldi. Bu vesileyle buradan bir kez daha hayatını kaybeden Kazak kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına ve tüm Kazak halkına başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyorum.

Çünkü dünyanın umudu Türk Devridir

Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurulmasıyla beraber Türk devletleri arasında birliği ve dayanışmayı başlattıklarını hatırlatan Erdoğan, “Şu anda artık siyasi birlikteliğimiz hamd olsun mevcut. Askeri noktada en önemli dayanışmayı zaten malum Karabağ'da gösterdik. Karabağ dünyaya karşı bunun en büyük ispatı oldu. Yani bir devlet, bir millet böyle bir dayanışmayı arkasında görürse neticeyi de alabilir mesajı verildi. Karabağ’da da işte o netice alındı. Teşkilatımızın dinamizmi artık işlevsiz kalmaya başlayan küresel mekanizmaların boşluğunu kısa zamanda doldurma noktasında bizlere umut veriyor. Türk Devletleri Teşkilatı, uluslararası sistemdeki tıkanıklıkları açmak, etkin ve kalıcı çözümler üretmek için dünyanın yükselen gücü haline gelmektedir. Geleceği ve bugünkünden daha kapsayıcı, daha adil bir dünyayı inşa etmek için daha çok çalışacağız. Çünkü dünyanın umudu Türk Devridir” dedi.

Türkiye'nin garantör ülke olmasından daha tabii ne olabilir

'Garantörlük konusunu bu olaylar başladığı andan itibaren sürekli söyledik, söylüyoruz. Dedik ki; eğer Türkiye'ye bir garantörlük görevi düşerse biz görevi almaya hazırız, garantör ülke olabiliriz. Kıbrıs'ta, Yunanistan garantör ülke olabiliyor, İngiltere garantör ülke olabiliyor, Türkiye haliyle garantör ülke ise, Gazze'de neden benzeri bir yapı olmasın? Gazze’de Türkiye'nin garantör ülke olmasından daha tabii ne olabilir? Yani biz orada da garantör ülke rolünü üstlenebiliriz. Bunun şekli ne olur onu olaylar gösterir, onu zaman gösterir. Bunun güvenlik boyutu da olur, siyasi boyutu zaten olacaktır ve bütün bunlarla beraber tarihi ve kültürel boyutu da var zaten. Bu tarihi arka planın şekillendirdiği bir yapı söz konusu ve Türkiye olarak bizim başat bir rol üstlenmemiz gerekir. Bu da tarihle bugünü ve geleceği adeta şekillendiren bir gelişme olacaktır. Bakın saldırıların başlamasının üzerinden bir aya yakın zaman geçti. Şu anda gelişmeler işi biraz daha İsrail'in aleyhine doğru taşıyacak diye görüyoruz. İsrail bu acımasız adımı kendi gücüyle atmadı. Amerika dendiği zaman akla Amerika'nın kendisi gelmemeli. Amerika bana göre Batı'nın içerisinde değerlendirilmeli. Başta Amerika olmak bütün Batı şu anda İsrail'in yanında. Tüm bu yaşananlar bittiğinde bizler Gazze’nin 1967 sınırlarında, coğrafi bütünlüğe sahip, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız Filistin devletinin ayrılmaz bir parçası olarak, huzurlu bir bölge olmasını isteriz. Tüm çabamız artık insanların ölmediği, yerlerinden edilmediği, hastanelerinin, sokaklarının, okullarının, ibadethanelerinin bombalanmadığı huzurlu bir Gazze, huzurlu bir Filistin içindir. Bu sebeple bunu sağlayacak formülleri oluşturuyor ve dünyaya ilan ediyoruz. Oluşturulmaya çalışılan diğer formülleri de hakkaniyete uygunluk ilkesi çerçevesinde inceliyoruz. Görüştüğümüz tüm liderlerle bu konuları konuşuyor ve onlara bölgede adil ve kalıcı bir barış tesis edilmeden bölgeye huzur gelmeyeceğini anlatıyoruz. Bunun İsrail’in katliamlarına göz yuman ve kendi savundukları değerleri çiğnemeyi dahi göze alarak İsrail’in arkasında konumlanan devletler de farkında. Biz bölgeye huzuru ve barışı getirecek formülleri destekleriz. Filistinlilerin yaşamlarını daha da karartacak, onları tarih sahnesinden aşama aşama silecek planların ise destekçisi olmayız. Sivilleri gözlerini dahi kırpmadan öldüren, kundaktaki bebeklerin, hastanedeki yaralıların üzerine bomba yağdıran İsrail’i daha pervasız hale getirecek formüller bizim açımızdan çözüm değil çözümsüzlük kaynağıdır.'

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Berber fiyatları hızla artıyor! 4. zam geldi

Berber fiyatları hızla artıyor! 4. zam geldi