AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçim kampanyasında yaptığı mitingde Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na karşın yaptığı montaj video yayını ile AKP ve MHP bloğunun oylarıyla Meclis’ten geçen yasaya göre ‘Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu’ kapsamına giriyor. AKP’nin oyları ile Meclis’ten geçen yasayı AKP’nin Genel Başkanı Erdoğan açık bir şekilde çiğnedi.
ERDOĞAN SUÇUNU KABUL ETTİ
Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bölücü terör örgütü ile ilişkisi olduğu beyanında bulunarak hazırlanan video AKP’li seçmene izlettirildi ve bazı televizyon kanallarında da yayınlandı. Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim kampanyası için hazırlanan reklam filminin arasına bölücü terör örgütüne mensup kişilerin görüntüleri eklenerek Kılıçdaroğlu’nun bölücü terör örgütüne bağlı olduğunu iddia eden AKP’nin Genel Başkanı Erdoğan, partisinin oylarıyla çıkarılan Dezenformasyonla Mücadele Yasası’nca suç işledi. Hazırlanan videoda Kılıçdaroğlu’nun şahsiyetini ve siyasi hayatını olumsuz yönde etkileyecek, propagandaların olduğu montaj video sebebi ile Dezenformasyonla Mücadele Yasası’nın içinde yer alan ‘Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun’ işlendiği görülürken, yayını yapan ve yayınlayanlar hakkında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası isteminin belirtildiği yasaya ilişkin Fahrettin Altun’un başında olduğu İletişim Başkanlığı bir açıklama yapmadı. Erdoğan ise katıldığı bir televizyon programında videonun montaj olduğunu doğruladı ve suç işlediğini kabul etti.
“MUHALİFLERİ SUSTURMA YASASI”
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkanı Can Güleryüzlü ise konuyla ilgili, “Dezenformasyon Yasası geldiğinde başta ÇGD olmak üzere bütün örgütler, bu yasanın bizzat AKP iktidarı tarafından organize edildiğini ve iktidara yakın yayın organları tarafından yıllardır yapıldığını birçok kez dile getirdik. Seçim sürecinde de bir ikrar ortaya çıktı. Erdoğan bunun bizzat kendileri tarafından yapıldığını geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama ile kamuoyuna ilan etti. Bu Türk siyaseti açısından bir utançtır. Siyaset alanının dışında, gazetecilik açısından da bunu ekranlarına taşıyıp verenler bu suça ortak olmuştur. Organize suç ile karşı karşıyayız. Dezenformasyon çalışması bu anlamı ile kendilerinin yaptıkları manipülasyonlara yönelik bir cezalandırma değil bir kılıf kullanarak eleştirel ve muhalif gazeteciliği susturma amacı taşıyor. Normalde bu uygulama Türk Ceza Kanunu’na ekledikleri ‘Halkı alenen yanıltamaya ilişkin bilgi yayma’ konusunun bir örneğidir” dedi.
“İKTİDAR YANLISINA CEZA YOK”
Başkan Can Güleryüzlü, Dezenformasyonla Mücadele Kanunu kapsamında bu durumun hapis cezası ile cezalandırılması gerektiğini belirterek, “Bu açıklamayı yapanda, buna alet olanlarda aynı şekilde cezalandırılmalıdır. Yıllardır gözlemlediğimiz RTÜK ve BİK gibi denetleyici kurumlar bir şekilde ellerindeki yasaları uyarınca muhalif yayınlara karşı göz kırpmadan uyguladıkları cezaları bu yayın kuruluşlarına uygulamalıdırlar. Uygulamadıkları takdirde de utanç ve kirli kurumlar olduklarını; halkın haber alma hakkını değil manipülasyonların parçası olduklarını bir kez daha göstermiş olurlar” diye konuştu.
“HUKUK SİSTEMİ DELİK EŞİK OLDU”
Antalya Baro Başkanı Hüseyin Geçilmez ise “Hemen hemen hiçbir yasayı kendi aleyhlerine uygulamadıkları için bu yasayı diğerlerinden ayıracak çok bir şey yok. Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmayan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyulmayan bir ortamda Dezenformasyon Yasası’na uyulmasını da çok beklemiyoruz. Aleyhlerine olan hiçbir şeyi yapmıyorlar. Muhalifler yasa kıskacına alınıyor ama iktidar ve çevresine uygulanmıyor. Erdoğan çok açık şekilde ‘Montaj olabilir’ dedi. Tüm yasaları kendileri çıkarıyorlar. Torba yasalar ile hukuk sistemi delik deşik oldu. Yasalar genelde muhalifleri susturmak ve yıldırmak için kullanılıyor. Kendi yaptıkları hukuksuzluklar için uygulanmıyor. Bu yasa özellikle sosyal medyada iktidarın eleştirilmesine, iktidarın yaptığı olumsuz icraatlarının eleştirilmesinin engellenmesi için çıkarılmış bunun dışında kullanıldığını görmedik. Herkese uygulanan bir yasa olmadı” dedi.
“NE İNSANİ NE AHLAKİ”
Antalya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) adına açıklama yapan Genel Sekreter Rasim Gündüz ise konuyla ilgili olarak, “Gazeteciliğimizin gereği doğru bilgi vermektir. Televizyonlara, gazetelere, internet sitelerine konuk ettiğimiz kişiler topluma doğru bilgi vermekle mükellefler. Montaj yapılarak topluma sunulan bilgi ve görüntü ‘montaj olsun olmasın’ denilecek kadar hafif bir konu değil. Bu bakımdan hem insani hem ahlaken doğru bir yaklaşım değil. Hukuki olarak bir yaptırımı olması gerekir. Bu bir suçtur, kişi hakkına tecavüzdür. Siyasetçi olup olmamasının da çok bir önemi yok. Siyasetçiler de toplum nezdinde göz önünde olan insanlar. Onların da hakkının, hukukunun korunması gerekir. Biz AGC olarak montaj videolarla halka yanlış bilgi verilmesini hiçbir şekilde tasvip etmeyiz. Bunu kınıyoruz. Halka doğru bilgi vermek gerekir doğru bilgi vermeyen her kimse kınanması gerekir” dedi.
Arda KIR
