Sağ Dikey Reklam Alanı Genişlik: 160px Yükseklik: 600px
Antalya Haberleri
Antalya
PARÇALI BULUTLU
27°
Akdeniz Gerçek Gündem CHP, TBMM'yi olağanüstü toplantıya çağırdı!

CHP, TBMM'yi olağanüstü toplantıya çağırdı!

Cumhuriyet Halk Partisi, Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından verilen Can Atalay kararı için, TBMM'yi olağanüstü toplantıya çağırdı.

6 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
CHP, TBMM'yi olağanüstü toplantıya çağırdı!
KAYNAK: Haber Merkezi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında alınan Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararlarının devlet krizi yarattığını belirterek Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni (TBMM) olağanüstü toplantıya çağırdı.

9 Ocak'ta saat 15.00'te gerçekleşecek olan olağanüstü toplantıda, CHP, Hatay milletvekili Can Atalay hakkında verilen kararlarının devlet krizi doğurduğuna vurgu yaptı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Anayasa’da yazılı niteliklerini ortadan kaldıran ve demokratik devlet yapısını bozan; politik sonuçlarının yanı sıra ekonomik sonuçlar da doğuracak nitelikte olan sürecin TBMM tarafından ele alınarak çözümlenmesi için TBMM Genel Görüşmesi açılmasını istedi.

Chp, Tbmm'yi Olağanüstü Toplantıya Çağırdı! (2)

CHP'den Genel Görüşme Önergesi

CHP Grup Başkanvekilleri Burcu Köksal, Gökhan Günaydın ve Ali Mahir Başarır imzasıyla bugün TBMM Başkanlığı’na Genel Görüşme Önergesi sunuldu. Önergenin gerekçesinde şu değerlendirmeler yapıldı:

"Son yıllarda rejim değişikliğinin bir tezahürü olarak bazı siyasetçiler, Anayasa’ya sadakat andını hiçe sayarak yaptığı konuşmalarda Anayasa Mahkemesince verilen kararları eleştirmenin ötesine geçerek Anayasa Mahkemesi’nin kapatılması gerektiğine dair açıklamalarda bulunmuş, Anayasamızı hiçe sayarak demokratik hukuk devletini zedeleyici bir yaklaşım sergilemişlerdir. Yargı organları da benzer şekilde hukuksuz kararlara imza atmış, Anayasa’nın 153’üncü maddesinde açıkça tanımlanan kuralı ihlal edici uygulamalarda bulunmuşlardır. Bunun son örneği de 28. Dönem Milletvekili olarak seçilen Şerafettin Can Atalay’ın yaşadığı hukuksuzluklara ilişkindir.

Bilindiği üzere Anayasa Mahkemesi, Şerafettin Can Atalay’ın Anayasa'nın 67’nci maddesinde güvence altına alınan seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile 19’uncu maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine karar vermiş; kararın bir örneğini hak ihlallerinin ortadan kaldırılması için başvurucunun yeniden yargılanmasına başlanması, mahkûmiyet hükmünün infazının durdurulması, ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi şeklindeki işlemlerin yerine getirilmesi için İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermiştir. (25.10.2023 tarihli ve 2023/53898 Bireysel Başvuru Numaralı Kararı). Anılan karar, on beş üyeden oluşan Mahkemenin dokuz üyesinin olumlu oyu ile alınmıştır.

Bu çerçevede ilk derece mahkemesine gönderilen Can Atalay hakkındaki ceza dava dosyası, İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tek hakim imzasıyla Yargıtay’a iletilmiştir. Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi, 08.11.2023 tarihli ve 2023/12611 E. sayılı dosya üzerinden; Anayasa Mahkemesi’nin söz konusu ihlal kararına hukuki değer ve geçerlilik izafe edilemeyeceğinden cihetle uyulmayacağına; Can Atalay’ın TBMM tarafından milletvekilliğinin düşürülmesi gerektiğine ve yetki aşımı yapan AYM üyeleri hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesi ihlal kararının gereğinin yerine getirilmemesi nedeniyle 24.11.2023 tarihinde yapılan ikinci başvuru üzerine, Anayasa Mahkemesi 2023/99744 başvuru numaralı ve 21.12.2023 tarihli kararıyla, Şerafettin Can Atalay dosyasında verdiği ihlal kararını yinelemiş olup, sözü edilen karar 27.12.2023 tarih, 32412 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Kararda, başvurucunun yeniden yargılanmasına başlanması, mahkûmiyet hükmünün infazının durdurulması, ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi şeklindeki işlemlerin yerine getirilmesi için dosyanın İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.

Buna karşın, İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi dosyayı yeniden Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’ne göndermiş, Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi ise Anayasa Mahkemesi’nin kararına hukuki değer ve geçerlilik izafi edilemeyeceği cihetle, uygulanması gereken bir kararın bulunmadığı, kesinleşen ve infazı kabil bir hükmün mevcudiyeti karşısında Anayasa Mahkemesi’nin kararının uyulmasına yer olmadığına yönelik karar kurmuştur. Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi kararlarını, ‘terör örgütleri söylemleri ile uyum gösteren’ şeklinde nitelemekten de çekinmemiştir. 

Anayasa’nın 153’üncü maddesi açık olup, Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı organları, idare makamları, gerçek ve tüzel kişiler üzerindeki bağlayıcılığını betimler. Hiçbir organ, kurum ya da kişi Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamama yetkisine, hak ve hürriyetine sahip değildir.

Bir yargı organının mensuplarının ‘Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı’ şeklindeki Anayasa’nın Başlangıç hükmüne ve 6’ncı maddesinde belirtilen ‘Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz’ hükümlerine açık bir şekilde aykırı olan bu yetki aşımını kullanmaları sadece bir yargı organları arasındaki ihtilaf olarak değerlendirilemez. Nihayetinde bu durum, Yargıtay marifetiyle yargı organının yasama organı üzerinde tahakkümünü doğurmakta; kuvvetler ayrılığı ilkesi ihlal etmektedir. Kaldı ki, Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi üyeleri bununla da yetinmemiş ve hukuka aykırı bir karar alarak Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına da karar vermişlerdir.

Ne var ki Anayasa’nın 148’inci maddesi ve 6216 sayılı Kanun gereğince bir AYM üyesini, AYM Genel Kurulu Yüce Divan sıfatıyla yargılayabilir; bunun için on beş üyeden onunun olumlu oyuyla soruşturma izni vermesi gerekir. Bu kadar açık bir Anayasa hükmünün yüksek yargı organı üyesi sıfatını taşıyan hakimlerce göz ardı edilemeyeceğinden dolayı bu karar hukuk devleti ilkesi içerisinde ele alınamaz.

Yukarıda sayılan gelişmeler, sorunu bir yargı krizi olmanın ötesine taşımış ve bir devlet krizi şekline dönüştürmüştür. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Anayasa’da yazılı niteliklerini ortadan kaldıran ve demokratik devlet ilkesini bozan, demokratik siyasetin önünü tıkayan süreç, yalnızca politik değil, ekonomik sonuçlar da doğurabilecek bir içerik taşımaktadır.    

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin en temel görevi, her milletvekilinin de ettiği yeminde de belirtildiği üzere Anayasa’ya sadakat ve demokratik hukuk devletini korumaktır. Bu çerçevede TBMM’nin, siyasal partilerin ve milletvekillerinin ortaya çıkan gelişmeler karşısında sorumluluk alması ve yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir. 

Yukarıda anlatılan nedenler ve gerekçelerle, yaşanan bu gelişmeler karşısında TBMM’nin tutum ve davranışının belirlenmesi, yargı krizinden devlet krizine evrilen gelişmelerin arkasında yatan nedenlerin araştırılması ve bu tür hukuk dışı girişimlerin önlenmesi için gereken düzenlemelerin kararlaştırılması kapsamında bir Genel Görüşme açılması kaçınılmaz bir zorunluluktur.'

T B M M

Özel: Dün darbe girişiminin son perdesi oynandı

Özgür Özel, Muharrem İnce ile yaptığı görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, 'Dün, Anayasa Mahkemesi’nin kararını hiçe sayan, dolayısıyla Anayasayı askıya alma anlamına gelen bir darbe girişiminin son perdesi oynandı. Bu şartlar altında Cumhuriyet Halk Partisi olarak bugün yapılacak MYK toplantımızın ve ardından yapılacak PM toplantımızın özel gündemle toplanacağını, dün bir sosyal medya paylaşımı ile duyurmuştum. Bugün bizden bir belediye başkan adayı ve belediye seçimlerine, yerel seçimlere yönelik herhangi bir şey duymayacaksınız. Dünkü paylaşımımızda olduğu gibi MYK’mızın ve Parti Meclisi’mizin olağanüstü gündemi, içinde bulunduğumuz Anayasaya karşı darbe girişimidir. CHP’nin toplumsal muhalefetle birlikte bundan sonraki yol haritasını konuşacağız. Önümüzdeki hafta içinde belirlenecek bir gün, bugünkü gündemle Parti Meclisi’miz yeniden toplanacaktır. Sayın Muharrem İnce’ye, Genel Başkanımıza nazik ziyareti için bir kez daha teşekkür ediyorum.' dedi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Dünyada Yakalanmış En Büyük Yılanlar!

Dünyada Yakalanmış En Büyük Yılanlar!