Ülke ve kent sorunlarına sahip çıkan her cephenin, kişinin, kurumun bir araya gelerek, yapılan beyin fırtınaları sonucu ortaya çıkacak karara göre uzman desteğiyle rota çizmesi sorunların çözümü açısından yapılan en doğru şeydir…

 

Antalya da kent dinamiklerinin duyarlılığı ve mücadeleci ruhu açısından çok şanslı bir kent olmakla birlikte, rant nedeniyle herkesin gözünün olduğu ve hızla yağmalanma sürecine tabi olması nedeniyle de şanssız bir kenttir…

 

O nedenle yaşanan sorunlara karşı ayrı ayrı cephelerde mücadele etmek yerine tek cepheden, tek sesle ve ortak akılla mücadele etmenin her zaman doğruluğunu savunan ve bu yönde de sık sık çağrıda bulunan biri olarak geçtiğimiz gün ikinci toplantılarını yapan güçbirliği için tüm katılımcılara teşekkür ediyorum…

 

Tabii en önemli teşekkür de bu konu için kafa yoran ve onlarca kurumu, kişiyi bir araya getiren Atatürkçü Düşünce Derneği Antalya Şubesi Başkanı İbrahim Daş’a ve ev sahibi Diş Hekimler Odası Başkanı Hüseyin Tunç’a…

 

Eğitim-İş, ADD, Birleşik Kamu-İş, CHP, İşçi Partisi, Hepar, ANÇEV, İnşaat Mühendisleri Odası, Tabipler Odası gibi onlarca kurum temsilcisi ile milletvekili, il genel meclis üyesi gibi katılımcıların ülke ve kent meselelerine sadece kafa yorması değil, ne yapılması gerektiği yönünde fikir jimnastiği yaparak ortak akılda buluşması ne kadar güzel…

 

Ama katılımcıları olabildiğince artırarak yola devam edilmesi gerekir…

 

Anayasa çalışmaları, Cumhuriyet ve kazanımlarına yöneltilen tahribatlar, eğitim sisteminde yaşananlar, kent yağması gibi ulusal ve yerel gündemdeki her konunun konuşulduğu toplantılar sonucu ciddi eylemler yapılacağına inanıyorum…

 

Birimiz yoksa bir eksiğiz söyleminde de vurgulandığı gibi ne kadar çok olursak o kadar güçlü oluruz…

 

Dış politikada yaşanan çalkantılı süreç, içerde yaşanan sıkıntılar ve tüm bunların yanında devam eden yağma ancak örgütlü mücadele ile durdurulabilinir…

 

Dün CHP önceki Genel Başkanı Deniz Baykal da sivil toplum örgütleri ziyaretleri sırasında bu noktaya dikkat çekti. Mustafa Kemal Atatürk’ün de modern Türkiye projesi için yola çıktığında bir bir yaşanan süreci özetleyerek, sıkıntıları masaya yatırıp, tahlillerini paylaştığını ve fikirlerini yaydığını kaydetti…

 

Evet, bugün yapmamız gereken de bu. Bulunduğumuz mevzilerde herkese tehlikeleri anlatıp, buna karşı güçbirliği yapmak…

 

Tabii kafamızı devekuşu gibi kuma gömmek de bir yol ama bunu tercih edersek yarın kafamızı kumdan hiç çıkartamayız…

 

Bugün ülkenin ve kentin gidişatından kaygı duyan herkese bir sorumluluk düşüyor. Lütfen sorumluluklarımızı bilelim ve yerine getirelim…

 

Bu konuda çalışma yapanlara el verelim…

 

Türkiye için, Antalya için…