Uzun bir aradan sonra eşimle birlikte sinemaya gittik. Biraz politik, tarihi ya da sosyal içerikli bir film izlemeliydik. Şans bu ya tam bize göre bir film bulduk...

Toprağın Çocukları...

Yönetmenliğini Ali Adnan Özgür'ün yaptığı, yapımhane tarafından çekilen filmde hani şu hep 'Keşke kapatılmasaydı' denilen Köy Enstitüleri konu ediniyordu...

Politik bir drama...

Başrollerde filmin aynı zamanda yapımcısı da olan Erkan Can (Kemal Öğretmen) var...

Sürükleyici bir senaryosu olan filmde yeni yetenekler de gayet başarılı bir performans sergiliyor...

Eğitim alanında ithal olmayan bir proje olan Köy Eğitmeni Projesi'nin ortaya çıkardığı Köy Enstitüleri anlatılıyor, filmde...

Umut dolu, vatansever gençlerin ve öğretmenlerin azmiyle tüm yokluk ve yoksulluğa karşı paylaşımcı bir ruhla köylerdeki genç fidanları alıp yetiştirerek köyleri ve toplumu ayağa kaldırma projesi ile birlikte kurulan Köy Enstitüsü'ne karşı yapılan kara propaganda filmde çok güzel ortaya konulmuş...

Cehaleti yıkmak için bilimle, sanatla uğraşan enstitü öğretmenleri "Komünist yetiştirmekle", ahlaksızlıkla suçlanıyor...

Kız-erkek çocuklarının birlikte eğitim almasına "ahlaksızlık" yaftası vuranlar, halkı enstitülere karşı dolduruyor...

Oysa pırıl pırıl gençler burada hem bilimle hem sanatla uğraşıyor. Konuşmakta zorlanan çocuklar şiire merak salıyor. Flüt bile çalamayanlar piyano çalıyor. Tarihi, ekonomiyi, sanatı, dünyayı öğreniyorlar...

Sonra kurdukları atölyelerde küçük birer fabrika gibi üretiyorlar...

Toprağı işliyor, kıraç toprakları ağaçlandırıyorlar...

Anfi tiyatro inşa edip gösteriler yapıyorlar...

Ama cehalet bu ya onunla savaşırken kara propagandayla yıpranıyorlar...

Hapis de yatıyorlar, mahkemeye de çıkıyorlar, saldırılarda vurulup hayatlarından da oluyorlar...

Ama pırıl pırıl binlerce öğretmen mezun ediyor, modern tarım tekniklerini yaygınlaştırıyorlar...

Dramatik bir politik film...

Hüzünleniyorsunuz, izlerken...

Çoğu zaman da isyan ediyorsunuz...

Evet, bu ülkede bunlar yaşandı...

Ve bu çok yararlı bu proje ortadan kaldırıldı...

Oysa devam etseydi çok farklı olacaktı...

Bugün köylerimizle kentlerimiz arasındaki makas bu kadar geriş olmayacaktı...

Köylerimiz kalkınacak, tarımımız gelişecek, ekonomimiz düzelecekti...

Bugün samanı bile ithal eder duruma gelmeyecektik...

Olmadı...

Ama bu ruhu yeniden oluşturabiliriz...

Bunun için geçmiş deneyimlerden de faydalanmak gerekiyor tabii...

Ancak şunu söylemeliyim ki yine kara propagandacılar olacak, bu işten rahatsızlık duyanlar halkı galyana getirecektir...

Fakat bununla da mücadele edilebilir. Yeter ki isteyelim ve mücadeleyi göze alalım...

İlla ki köy enstitüsü kurmamız gerekmiyor ama toplumumuzu ayağa kaldıracak, köylerimizi kalkındıracak birçok projeyi aynı ruhla hayata geçirebiliriz...

Tüm karşı çıkışlara rağmen...

Bana bu makaleyi yazdıran bu filmde emeği geçen herkesi kutluyor, filmi mutlaka izlemenizi tavsiye ediyorum...

Dilerim bu tip filmler yaygınlaşır...

Ve bir ışık olur...