Gazipaşa'nın turizm sancısı devam ediyor. Her bakımdan mükemmeliyatıyla öğündüğümüz, özellikle örtülü tarımın, tropikal meyveciliğin, muz tarımının başkenti olan Gazipaşa, uzun bir zamandan bu yana; halkının geleceğini, çok alanlı olarak sürdürülebilir kalkınmada ilçenin önemini dikkate almadan birileri tarafından turizm faaliyetlerine açarak, ranta odaklı bir yatırım projesini hayata geçirmek üzere, Gazipaşa halkıyla bir mücadele içine girmişlerdir.
Aynı şekilde uzunca bir zamandan bu yana, vahametin farkında olan "GAZİPAŞA HEPİMİZİN’ adlı, onlarca üyesi bulunan çevre platform yapılanması konuya ilişkin ciddi mücadeleler sergileyerek hem Gazipaşa'nın hem de kırsalının geleceği hakkındaki ciddi çalışmalar yapmış, gerek bakanlık seviyesinde gerek belediye meclislerinde alınmış bulunan kararlara karşı dik duruş göstererek haklı itirazlarını kesintisiz olarak sürdürmüştür.
Platform bunlarla da yetinmemiş, çok sayıda ana başlıklar taşıyan, sakıncaların sıralandığı teknik ve bilimsel raporlar tanzim ederek ilgili mercilere sunmuştur. Aynı zamanda bu elim konuyu yargıya taşıyarak Türk adaletinden medet bekleme duruşunu da sergilemiştir. Gazipaşa halkının geleceği için kahredici ve lekeli kararlar alanlar; kalemin gücünü kullanarak on binlerce insanımız için bir beka sorunu yaratmış bulunmaktadırlar. Ekonomik, ekolojik, sosyolojik, tarımsal varlığının yanı sıra beldesel ve bölgesel açıdan, kırsal ve merkezi coğrafi bütünlüğü bakımından da canlılığını daima muhafaza etmiş olan, yaban yaşamı, biyolojik çeşitliliği, temiz denizi istisna kıyı güzellikleri bakımından da güneyin son kalesi olan GAZİPAŞA'nın savunulması, başta DEVLETİN TEMEL GÖREVLERİ ARASINDA OLMALIYDI. Tümüyle; sayılan bu doğal kriterler ve özellikleri itibarıyla GAZİPAŞA'ya bakıldığında icra edilmeye hazırlanılan ve yaşama geçirmek noktasında amansız bir gayret sarf edilmekte olan projenin berarafı için, tüm ilçe halkı ve bütünüyle STK, her türlü yasal ve evrensel duruşunu kesintisiz olarak ortaya koyarak legal ortamda enerjisini kullanmalıdır.
Her zaman söylediğimiz gibi; ortaya konulması gereken yasal dayanağın merkezinde Anayasa’mızın 56. Maddesi, 2872 sayılı çevre mevzuatı CED yönetmeliği, 1593 sayılı UHK’nın (sağlık Anayasa’mızın) ilgili hükümleri, yürürlükteki BŞB. Atık su (mecraları) kanalizasyon deşarj yönetmeliği, konuya ilişkin olup diğer tüzük, yönetmelik ve meri mevzuatlar. Anılan yasaları icra etmesi gereken kurum ve kuruluşlarımız halen hem merkezi hem de yereldeki teşkilatlanmalardır.
İlgili çevrelerce hazırlanarak vizeden geçirilmiş otelcilik projelerinin uygulanması halinde zaman için ilçe ve beldelerinde zuhur edecek çok boyutlu çevre sorunları, başta U.H.K. 1. maddesini delerek ilçede insan varlığının kaliteli yaşamını, kıyı sularımızın ekolojisini ve kısa-orta menzilli olarak bölgede ekosistem üzerinde derin hasarlar oluşturacağı tartışmasızdır. Bu çağrımızın; Gazipaşa insanımız dahil, tüm insanlığını sesi ve çığlığı olarak kabul edilerek yetkililerimize ve etkililerimize nihai çağrı olarak anlaşılmak suretiyle gereğinin yapılmasını talep ediyoruz. Her şeye rağmen, SON KALEMİZ olan Gazipaşa için verilen kararın bir kere daha gözden geçirilerek umumi talebimizin, bir toplumun geleceği için ne denli hayati olduğunun iyi tercüme edileceği kanaatini taşıyoruz.