Göynük Kanyonu Kemer'in Göynük beldesine yakın bir doğa harikası. Benzersiz doğası, çevresini kaplayan yoğun bitki örtüsü, pırıl pırıl şelaleleri ve doğal havuzları ile doğa tutkunları ve maceraperestler için eşsiz bir gezi rotası.
Dünyanın en önemli yürüyüş parkurları arasında gösterilen Likya Yolu üzerinde, Beydağları Sahil Milli Parkı içerisindeki kanyon, etkileyici görünümüyle ziyaretçilerini büyüleyici bir yolculuğa çıkarıyor. Dünya çapında ünlenen kanyon, 2009 yılından bu yana ziyarete açık. Özel bir işletme tarafından çalıştırılıyor.
Geçenlerde Antalyalı eski dostlarla Göynük Kanyonuna bir gezi düzenledik. Geziye katılanlar Kanyonun eşsiz güzelliklerine hayran kaldılar. 'Antalya'da yaşayıp böyle bir doğa harikasını bu zamana kadar görmemek büyük bir kayıp. Geziye katılmayan arkadaşlara önerelim' dediler. Bu arada işletme çalışanları ile kısa sohbet imkânım oldu. Kanyonu gezmeye gelen yabancı turistlerden memnunlar.' Çevrenin korunmasına dikkat ediyorlar, ancak yerli ziyaretçiler içinde aynı özeni göstermeyenler çıkıyor. Çevreyi sigara izmaritleri, plastik pet ve cam şişeler vs. atıklarla kirletiyorlar. Uyarılarımızı dikkate almıyorlar. Atıklarının yangına neden olabileceğinin de farkında değiller.' şeklinde yakındılar.
Yakınmakta haklılar. Doğanın, çevrenin korunması konusunda yeterince bilinçli, duyarlı olmayan insanlarımız o kadar çok ki. Geride bıraktıkları atıkların doğaya, çevreye vereceği zararlar umurlarında değil. Bu atıkların yangınlara neden olabileceğini de düşünemiyorlar.
Aramızda bu tip insanların yanı sıra doğa dostu, çevre dostu insanlar da yaşıyor. Doğanın, çevrenin korunması için çaba harcıyorlar, çalışmalarda bulunuyorlar. Mücadele ediyorlar. Geçtiğimiz günlerde böyle doğa dostu, çevre dostu insanlarımızla karşılaştım. Kemer Çamyuva'daki ‘Doğa Dostları Spor Kulübü Hatıra Ormanı’nı ziyaret ettim. Kulübün Başkanı Dr. Şahin Gümrü ve Erendiz Hamamcıoğlu ‘ile doğanın, çevrenin korunması üzerine konuştuk Kemer'deki Doğa Dostlarının başta Dr. Gümrü, Antalya Orman İşletme Müdürlüğü tarafından 2013 yılında tahsis edilen 'Hatıra Ormanı”. Alanındaki ağaçların yetiştirilmesine nasıl özen gösterdiklerini, alanın çevre düzenlemesi için gönüllü olarak ne denli özverili çalışmalarda bulunduklarını gördüm. Her türlü takdire değer bir çalışma.
Hatıra Ormanını gezerken 11 yıl önce bugünlerde gerçekleşen Gezi Parkı eylemlerini hatırladım. O tarihte İstanbul Taksim'deki Gezi Parkı’na yapılması planlanan topçu kışlasına bir grup duyarlı gencin karşı çıkmasıyla başlamıştı hareket. Toplumsal duyarlılık ve çevrenin korunması adına yaşam biçimlerine yapılan müdahaleye itiraz etmek amacıyla gösteriler düzenlenmişti. Son yılların en barışçıl, en geniş katılımlı bir sivil eylemi idi. Ancak arzu edilmeyen, gelişmeler, öngörülmeyen şiddet eylemleri yaşandı. Gezi sürecinde yaşamını yitiren insanlarımız oldu. Hala cezaevinde tutulan insanlarımız var. Kamu vicdanı rahatsız. Normalleşme sürecinde özgürlüklerine kavuşacaklarına inanılıyor.
Dünyanın her yerinde, her canlıya yapılan her türlü haksızlıktan canı yanan ve bu haksızlığa tepki gösteren, direnen bir gençlik yetişiyor. Gezegenimize sahip çıkan, üzerindeki tüm ağaçlara sahip çıkan, ağaçları, canlıları düşünen bir gençlik yetişiyor dünyada. Bizim gençlerimiz de bu gençlerin içinde. Kendi sorunlarını, kaygılarını, bir yana bırakıp, dünyanın çevre sorunlarını, Türkiye'nin çevre sorunlarını dert ediniyorlar. Yeşile, çevreye, iklim değişikliğine duyarlı bir gençlik. Bu gençlik tüm dünyada birilerini rahatsız ediyor, sinirlendiriyor, uykularını kaçırıyor. Varsın rahatsız olsunlar, sinirlensinler, uykuları kaçsın.
Yarını bugünden korumak ve gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakmak önde gelen görev ve sorumluluklarımız içinde yer almalı. Doğa dostları, çevre dostları olarak bu amaçla yola koyulmalıyız…