Geçtiğimiz günlerde Antalya'da meydana gelen sel felaketinde resmen doğa bizimle alay etti. O koca koca şehirleri kuruyorsunuz, ansınız gelirim ve bitersiniz mesajı verdi.
Doğanın bize verdiği bu mesaj doğayla savaşmamamız gerektiği sonucunu çıkarıyor
İklim değişikliği, küresel ısınma ve çevresel sorunlar konuşulurken, hala ormanların kesildiğini görüyoruz.
Antalya'daki sel felaketi de aslında bir uyarıdır: Doğa ile uyum içinde yaşamazsak, onun öfkesiyle karşılaşmak kaçınılmazdır.
Doğa bize, onu anlamamız, korumamız ve dengeyi sağlamamız için birçok ipucu veriyor, ancak ne yazık ki çoğu zaman bu sinyalleri dikkate almıyoruz. Antalya'daki sel felaketi, sadece bir bölgenin değil, tüm dünyanın bir sorumluluk taşıdığını gösteriyor. Böyle lokal olayların büyük çapta olabileceği unutulmamalı. Doğaya karşı bir savaşı kazanamayacağımızı anlamamız gerek. Doğaya karşı kazanırsak, insan nesli ortadan kalkar. Doğaya muhtaç olduğumuzu unutmamak gerek. sadece Antalya'nın değil, tüm dünyanın bir parçası olduğumuzun bilincinde olmalıyız. Doğaya karşı sorumluluklarımızı yerine getirmeli, sürdürülebilirlik ilkelerine daha fazla önem vermeliyiz.
Bu felaketten çıkarmamız gereken dersler var.
Bu dersleri de burada söylememe gerek yok. Zaten biliyorsunuz.
Tek söyleyeceğim cümle şudur:
"Doğayla savaşmayın"