İnsan Hakları mı,
Yurttaşlık Hakları mı?
Önce,
doğrudan başlamak gerek.
O
zaman "doğru" nedir?
TDK
"doğru"yu, "Yanlışsız, eksiksiz bir biçimde" şeklinde
tanımlamaktadır.
İyi
de, madem doğru, "Yanlışsız, eksiksiz bir biçimde" olan ise, neden
"Her doğru, her yerde aynı doğru değildir" diye bir söz vardır.
Galileo'nun yaşadıkları buna çok güzel bir örnektir. Galileo, teleskopu
bulan ve 1564-1642 yılları arasında İtalya'da yaşamış, astronomi,
modern fizik ve gökbilimin babası sayılır.
O yıllar
toplumda genel olarak bilinen, topluma söylenen, hatta öğretilen bilgi,
dünyanın düz olduğu ve dönemediği yönündedir. Genelde başka türlüsünü de hiç
kimse kabul etmemektedir.
Teleskopu bulduktan sonra, 1632 yılında görür ki “Dünya dönüyor”. Bu
doğruyu söylediği için de, 1615 yılında Roma Engizasyon Kilisesi tarafından
yargılanıp idama mahkum oluyor.
Sonra, kendisinin ölümünü görmeye gelenlere, şehrin ileri gelenlerinin
ricası ile, önce yüksek sesle, "dünya dönmüyor" der ve ardından da
kısık sesle, "desem de, dünya dönüyor" diye fısıldar.
Konuyu uzatmamak açısından en somut örnek bu olsun.
Demek ki
bir şeyin doğru olması kadar, onun nerede ve kimlere söylendiği de önemlidir
Şimdi gelelim
asıl konuya.
Bizim gibi bir ülkede, "yurttaş hakları" ile "insan
hakları" arasında ne gibi farklar olabilir?
Doğrusunu
isterseniz, son yıllarda dünya genelinde yaşananlardan sonra, her ikisinin de
ne kadar da çok önemli olduğunu görüyorum.
İnsan
hakları açısından bakınca, "sığınmacı, mülteci ve ilticacıların"
durumları ile "geçici iskana tabi" tutulmaları ve "vatandaşlık/
YURTTAŞLIK" verilmesi konusu oldukça ilginç bir boyut kazandı.
İnsan
Hakları Evrensel Bildirisi'nin kabul edildiği gün 10 Aralık 1948'den bu yana
her 10 Aralık'ta "İnsan Hakları Günü" olarak kutlanır.
Nedir bu
haklar:
1-Yaşama
Hakkı, 2-İşkence ve Kötü Muamele Yasağı, 3-Düşünce ve İfade Özgürlüğü, 4-Din ve
Vicdan Özgürlüğü, 5-Özel Hayatın Gizliliği Hakkı, 6-Adil Yargılanma Hakkı,
7-Mülkiyet Hakkı, 8-Seçme ve Seçilme Hakkı, 9-Evlilik Hakkı.
Bu haklar,
insanların yaşadıkları yerlerde sahip olmaları gereken haklardır. Dünya İnsan
ve Yurttaş Hakları Bildirgesi 17 maddeden oluşmaktadır. İnsanların hakları ve
ulus üzerinde varılan özgürlük, mülkiyet, güvenlik ve baskıya karşı koyma gibi
doğal ve devredilemez hakları içermektedir.
Her insan
özellikle hukuk ve kanun önünde eşit olmalıdır. Bunlar, iinsanın evrensel bir
varlık olarak genel haklarıdır.
Özellikle
Ulus Devletlerin ortaya çıkması ile bir de "Yurttaşlık/ Vatandaşlık
Hakları" vardır.
Guam, Kuzey
Mariana Adaları, Bermuda vb. gibi çok az devlet vardır ki bunlar Ülkelerinin
bağımsızlığı için savaş vermeden oluşturulmuş devletlerde. Bir de Ortadoğu'da
olduğu emperyalizmin çizdiği sınırlar içinde yaşadığı toprakları yurt edinmiş
devletler ve yurttaşları.
Dünya'da
tek olma gururu ise Ülkemiz Türkiye'ye aittir. "Yedi Düvel karşı verilen,
anti-emperyalist bir savaştan sonra Atatürk ve Dönemin Yurtseverlerinin kurduğu
Türkiye Cumhuriyeti sıradan bir ülke, devlet değildir. Her taşından,
toprağından yaşayan insanların ve atalarının kanı ve canı vardır.
Tarihte
yaşanan "göçler" ile, günümüz emperyalist, liberal dünyasının
göçlerini aynı kefeye koyamayız.
Özellikle
kanlı bir savaş sonrası Atatürk gibi bir dahi önder tarafından, ülkenin her
yöresinden kanat önderleri ile konuşulup, tartışılarak kurulan Türkiye
Cumhuriyeti Yurttaşlarının, "Yurttaşlık Hakları" burada çok büyük bir
önem arz etmektedir.
Bu ülke
yurttaşlarının bazıları, darbeler ve sonrası baskıcı yönetimler sürecinde çok
büyük acılar çekmiş, yaşamışlardır. Bu süreçte de bir çok kişi özellikle 12
Eylül 1980 sonrası Avrupa Ülkelerine sığınmak zorunda kalmıştır.
Bir
toprağın vatan, yurt edinilmesi öyle sıradan olmaz, hem bir bedel ödenmesi hem
de yükümlülüklerin yerine getirilmesi gerekmektedir. Devlet bunun için vardır.
Yurttaşlarının haklarını korumak ve kollamak her ulusal devletin görevidir.
İngiltere gibi bir çok Avrupa ülkesinde bile ilk eğitim öncesi eğitim ve
ilk eğitim DEVLETİN SORUMLULUĞUNDADIR. Özelleştirilmemistir.
Yine
bir çok ülke, bir şekilde zorunlu da olsa o ülkeye iltica etmek için ya da
oturum almak için "uyum" koşullarına tabi tutulmaktadır.
Hele hele "Yurttaşlık/ Vatandaşlık" gibi bir konunun bir takım maddi
koşullara bağlanması uzun vadede ülkenin, sağlıktan güvenliğe hatta ülke
güvenliğine kadar bir çok soruna gebe olabilecektir.
Para
her şeyin değerini ucuzlatır. Yurttaşlık bir toprak parçasında oturmakla olmaz,
uğruna can da vermeyi gerektirir. O yüzden bir toprak parçasında yaşamak
başkadır,. Bunun için insan hakları yeterli olabilir ama bir toprak parçasında
yurttaş olarak yaşamak hem hak hem de ödev doğurmaktadır.
(Bu yazı
sığınmacı, mülteci karşıtı bir yazı değildir. Bu yazı dünyada tek anti
-emperyalist bir savaş sonrası bu toprakların yurtsevelerince kurulmuş bir ülke
yurttaşın feryadıdır)