Bir bilen
söylemişti, “Daha bu iyi günleriniz”
diye. Öyle doğru söylemiş, sürekli kötüye gidiyoruz. Uçacağımızı da söylemişti,
o da doğru uçuyoruz ama felakete…
Suya zam
yapılıyor, belediyelere yükleniyoruz. Otobüs esnafı artan maliyet ve pandemi
karşısında zarar ediyor, zam istiyor. Onlara çemkiriyoruz…
Şimdi de
hedefte fırıncılar…
Ekmek
zammını, daha birkaç gün önce yazdım. Enflasyon
karşısında parası pul olan garibanın ekmek yemeye hasret kalacağını, işte zam
da geldi. 4 Kişilik bir ailenin ekmek masrafı aylık 720 Lira’dan 3 günde
900 Lira’ya çıktı. 3 öğünde 1’er ekmek yiyen bir 4 kişilik bir aile artık
Antalya’da asgari ücretle geçiniyorsa yandı…
Geçinemeyecek…
Memleketin
her köşesinde hemen hemen her şey için durum aynı. Zam kararı alanlara kızmayın.
Artan maliyetler karşısında zam kaçınılmaz. Kızmamız gerekenler yönetemeyenler…
Bir koltuğa
oturmak basit, yönetmek zor…
Kendi kendine yeten memleketimizi
üretemeyen, buğdayı, samanı ithal eder hale getirenler yüzünden düştük duruma…
“Ekme, destek al” dediler…
Yattaki
motorini ÖTV’siz verdiler, üreticiye ÖTV ile al alabiliyorsana getirdiler
durumu…
“Dışarıda ucuz, neden almayalım” diye ithalata dayandılar…
Elektrik
özelleşti, fabrikalar kapandı, üretim bitti…
Yan gelip
yattılar, memleketi kilitlediler…
Birileri
kazanıyor ama yandaşlar…
Kaybeden
yurttaş, kaybeden esnaf, kaybeden hepimiz…
Ama artık
yeter…
Yeter
demezsek zaten nefesimiz kesilecek…
Hep birlikte battık, bittik…
Kızmayın esnafa, odalara kızın
siyasilere…
İktidara kızın…
Ve gereği için sandığın biran önce
gelmesini isteyin…
Kurtuluş seçimde, kurtuluş yeni bir
anlayışta…