Kahramanmaraş merkezli büyük depremde uluslararası toplum büyük dayanışma sergiledi. Çok sayıda ülkeden arama kurtarma ekipleri geldi. Her biri deprem bölgesine dağıldı, arama kurtarma çalışmalarına koyuldu.
Özel yetiştirilmiş köpekleriyle. Keza, dünyanın pek çok bölgesinden barınma, tesislerde ısınma, jeneratör ve tıbbı tedavi alanları gibi yardımlar geliyor. NATO, Türkiye’ye tam teşekküllü, yarı kalıcı barınma tesisleri gönderileceğini açıkladı. Maddi yardımda bulunan veya bulunacağını açıklayan ülkeler de var. Avrupa Birliği, Mart başında Türkiye ve Suriye’deki depremzedeler için Bağışçılar Konferansı düzenleyeceklerini duyurdu.
Depreme ilişkin yoğun çalışma içine giren Dışişleri Bakanlığı, yurt dışından deprem bölgelerine gelen arama, kurtarma ve yardım ekipleri ile ilgili olarak düzenli açıklamalar yapıyor. Bu çerçevede son yapılan açıklamada, 100 ülkenin yardım talebinde bulunduğu, 82 ülkenin gönderdiği arama kurtarma ekiplerinin sahada olduğu belirtildi. Sahada 9 bin 46 yabancı personelin bulunduğu duyuruldu. Ekip göndermesi beklenen ülke sayısının 2, gelecek yabancı personel sayısının ise 497 olduğu ifade edildi.
Deprem Türkiye’nin yanı sıra Suriye’de de büyük yıkıma ve can kaybına yol açtı. Ancak ambargo nedeni ile bu ülkeye uluslararası destek sınırlı kaldı. Suriyeli depremzedelere yardım amacıyla gelen bazı yardım konvoyları sınır kapımızdan geçti. Bu arada çeşitli iddialar ortaya atılmaya başlandı. Dışişleri Bakanı Mevlût Çavuşoğlu, bu iddialara ilişkin “PKK’nın, YPG’nin kontrol ettiği yerde kapı açılması söz konusu değildir. Suriyeli akını olduğu da doğru değildir. “ dedi. Bakan, depremin Suriye’yi de etkilediğine işaretle, bu ülkeye yapılan uluslararası yardımların bazılarının havadan gittiğini, BM insani yardımlarının ise yıllardır gümrük kapısından geçtiğini söyledi. Öte yandan, DAEŞ ile mücadele amacıyla YPG’ye askeri açıdan yardımcı olan ABD, Türkiye’nin yanı sıra bu yöreye de Türkiye üzerinden deprem yardımında bulundu. ABD, yardım konvoyunun yöreye intikalinde kolaylık sağlaması nedeniyle Türkiye’ye teşekkür etti. Bu yardımın sürmesi beklenmeli. ABD Dışişleri Bakanı Blinken önümüzdeki günlerde Türkiye’ye geliyor. Bu konular da gündeme gelebilir.
Geçmiş olsun demeye çeşitli ülkelerden Türkiye’ye üst düzey resmi ziyaretler gerçekleşiyor. Konuklara, gösterdikleri dayanışma ve destek nedeniyle teşekkür ediliyor. Bu çerçevede ilişkilerin normalleştirilmeğe çalışılan Ermenistan’ dan gerçekleşen ziyaret dikkat çekici. Depremin hemen akabinde Türkiye’ye arama ve kurtarma ekibi ile gıda, ilaç, su vs. yardımında bulunan Ermenistan’ın yardım TIR’ları 35 yıl kapalı tutulan Alican sınır kapısından Türkiye’ye girdiler. Ardından Ermenistan Dışişleri Bakanı Mirzoyan 15 Şubat’ta Türkiye’ye geldi. Çavuşoğlu ile Ankara’da g görüştü. Bakan ayrıca, Adıyaman’da arama kurtarma çalışmalarını yürüten Ermeni ekibiyle bir araya geldi. Bu gelişmelerin normalleşme sürecine olumlu yansımaları olabileceği umuluyor.
Dikkat çeken bir diğer ziyarette İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen’in ziyareti oldu. İsrail kısa bir süre önce ilişkilerimizi tekrar normalleştirdiğimiz bir ülke. Yardıma da ilk gelen ülkelerden. Bu ziyaret vesilesiyle de iki Bakan bir araya geldi, samimi görüşmelerde bulundu. Yardıma ilk koşan ülkelerden biri de komşumuz Yunanistan’dı. Yunanistan da, arama ve kurtarma ekibinin dışında, tıbbı ve ilk yardım ekipmanı gönderdi. Dışişleri Bakanı Dendias depremden etkilenen Adana’ya geldi. Çavuşoğlu ile başbaşa görüştü. İki ülke arasında esen sert rüzgarları yumuşatan bu yardımlar, iki ülke halklarını birbirine daha yaklaştırdı. Bu olumlu atmosferin Ankara Atina arasındaki ilişkilere de yansıması temenni ediliyor.
Türkiye, büyük felakette uluslararası toplumun sergilediği dayanışma ve desteği şükranla karşılıyor. Hiçbir zaman da bunu unutmayacak. Arama ve kurtarma ekiplerinin ülkeden ayrılmaya başladıkları gözleniyor. Bir süre sonra diğer yardım ekipleri de ülkelerine dönecekler. Deprem yardımlarının ağırlıklı bölümü pek hoşlanmadığımız ABD ve Avrupa ülkelerinden geldi. Bu ülkelerin, insani ve maddi yardımlarının ve bölgeye ilgilerinin sürmesi bekleniyor. Depremin siyasi açıdan Türkiye ve Suriye’ye etkilerinin ne şekilde olacağının da bu ülkelerin gündeminde olacağı düşünülmekte. Bu çerçevede seçimlerin ne zaman, hangi koşullarda yapılacağı konusunu da ilgiyle izleyecekleri beklenmeli. Deprem vesilesiyle sergilenen destek ve dayanışmanın , komşularımız ve bu ülkelerle ilişkilerimize, işbirliğimize, dostluğumuza olumlu yansımaları olacağı da söylenebilir..