Son dönemin modası belediyeyi devralan başkanların belediye binalarına borç dökümünü asması oldu. Antalya’da da moda takip ediliyor. AKP’den devralınan belediyelerde de CHP’den devralınan belediyelerde de boy boy afişler asıldı…
Sonuç…
Tartışma, kaos, gerilim. Çünkü maalesef asılan afişlerle bir şey çözülmüyor. Şeffaflık güzel ama sadece şeffaf olmak yetmez. Vicdanlı, adaletli, cesur olmak da lazım…
Hırsla, kinle davranmamalı varsa illegal işler, yolsuzluk, usulsüzlük gereği yapılmalı. Kaç tane suç duyurusu var? Kaç tane rücu davası var?
Duymadım…
Maalesef sadece modaya uyma ya da intikam duygusu ağır basıyor…
Kimse üstüne alınmasın demiyorum. Çünkü herkes üstüne alınmalı…
Yapılan etik değil. Misal bir belediyenin borcunu vatandaş öğrenince yaşamında ne değişecek? Hiçbir şey…
Mesele borç, şatafat ve lüks düşkünü bir başkanın ürünü mü? Hangi kalemde, ne harcamayla kamu zarara uğratılıyor?
Makam arabası almak için alınan parayla araba satın alınmamış da kiralama yapılmış ve kamu zarara uğramışsa bunu niye yargıya taşımıyorsunuz?
Aday gösterilmeyince belediye kasasını mı boşaltmış?
Mal almış ama ortada mal mı yok?
Sayın, dökün ve yargıya gidin…
Yok…
O zaman lütfen şov yapmayın…
Borç, kötü bir şey değil. Hesapsız harcama sorundur. Yatırım yapmadan borçlanmak sorundur…
Bir de şu ekonomik düzende merkezi idarenin de yerel yönetimin de işi zor…
Enflasyonist sistem malum…
O yüzden başkanlar şovu bıraksın. Ve bir zahmet sokaktan ayrılmasın…
Belediye ve borç demişken bir sonraki yazımın konusunu da hemen buradan ilan edeyim, tasarruf ve basın…