Bizde alışkanlık olmuştur. Birisi öne çıkıp, sorumluluk almaya yeltenirse, yani başkan veya yönetici olmaya kalkarsa hemen etrafını sararız. Üstelik çok yakınında durmak için çabalarız.
Genelde bu davranışlar, belki bir makama oturulur veya bir nevi siyasi, sosyal ve ticari rant elde edinebilme hevesidir. Bu durumda en önemli duruş, seçimi kazanan adayın, seçim çalışmalarında destek aldığı ve çıkar amaçlı etrafını saran kişilere vebal borcu olmamasıdır.
Belki adayların yanında yer alanların bir kısmı, köyünü, ilçesini düşünüyordur ama artık etkili olabileceklerini sanmıyorum. Yine de takdire şayan bir örnek olarak İstanbul Silivri Belediyesi’ni gösterebilirim. Kaynaklarını tasarruflu kullanmışlar, sadece çöp toplama işinden yaptıkları tasarruf, 5 yılda 500 trilyonu bulmuş.
En büyük temennim, adaylar seçildikten sonra, herkesin başkanı olmalarıdır. Ayrıca nefislere yenik düşmeden diğer rakip adayların faydalı projelerini not alıp, görevleri süresince uygulamaya koymalarıdır.
Tarihte üzülerek hatırladığım bir uygulamayı hala unutamadım. Rahmetli Bülent Ecevit’in Köy Kent Projesi, on numara idi. Galiba Zonguldak’ta uygulandı ve o bölge köyleri hızla kalkınıyor. Ama maalesef siyasi hırs sahipleri, iktidara gelince, güzelim projeyi rafa kaldırmış. İşte siyasetin zararı.
İnşallah, bizi temsil ederek hizmetlerimizi yapacak seçilmişler, kurulmuş olan çarkların dişlilerine kapılmadan dik durabilirler.
Hoşça kalın, ülkemiz için dik durarak kalın.