Yok, merak etmeyin;
Ne Tarkan’ın şarkısı ne Ukrayna-Rusya uzmanlığı ne ‘orada da fiyatlar 7 misli artmış’ garabeti.
Bu hafta topa ortadan vuralım, bakalım nereye gider..
Gazetelerden derleme haberler:
Adam yatakta ölüm-kalım savaşında kalp iflas etmiş, gitti gidiyor. Bir anda bir haber geliyor ki beynine sıkan bir adamın kalbi nakle uygun. Ameliyat yapılıyor, adam yırtıyor, kalbini ödünç aldığı adamın ailesine şükran ziyareti falan derken intihar eden adamın karısı ile mercimeği fırına veriyor ve
Evleniyorlar..
Gel zaman, git zaman bu adam da beynine sıkıp hayat veda ediyor.
Şu Amerikan filmlerinde sokaklarda ki o kırmızı şeylerin ne olduğunu ilk başlarda hiç bilmezdik, sonradan oraları görmüş cumhuriyet aristokratları dediler ki; ’onlar yangın hidrantları’
‘O ne’ dedik
Meğer efendim bu gavurlar şehirleşme işinde en çok yangın felaketiyle uğraştıkları için sokaklara bu yangın musluklarını yerleştirirmiş, yangın çıktığında bağlıyorsun hortumu al sana su.
Ya ne kadar ilginç falan derdik, iyi peki de kimin aklına gelmiş bu muhteşem fikir??
Orasını bilemiyor kimse…
Çünkü…
Bu cihazın planlandığı bina bir yangın sonunda kül olmuş..
Telefon, malum günümüzün olağanüstü bir iletişim aracı, kayıtlara göre de bu aleti Graham Bell adında bir arkadaş bulmuş. Hani bizde pek yaygındır telefonu buldun, ilk görüşmeyi kiminle yaparsın, gururlansınlar diye annenle veya karınla değil mi değil,
Bell, bu iki çok sevdiği insanla bu mutluluğu ve gururu paylaşamamış.
Çünkü her iki kadın da sağırmış.
Şimdi sıkı durun,
Charlie Chaplin’i bilmeyen yoktur. Tüm zamanların en ünlü sinema komedyeni 30’lu yıllarda Şarlo karakteriyle çok ünlü bir sima. Tüm dünya adama gülüyor. Binlerce sinema perdesinde adam izleniyor. Uyanık bir gazete yarışma açmış,
Konu Şarlo’ya en çok benzeyeni bulmak, yüzlerce katılım var.
Ve biri de Charlie Chaplin!!
Sonunda ne mi olmuş?
Gerçek Şarlo, elenmiş.