Ha elbette berber parası kaç -kuruş- oldu bilen var mı? Işıl-ışıl nereniz parlıyor?

Demişken

 Alın size bir berber fıkrası:

Çiçekçi dükkanı sahibi berbere gitmiş saç-sakal falan tıraşını olmuş hesap ödeyecek, berber demiş ki bugün ‘Toplumsal hizmet günüm’ para almıyorum.

Çiçekçi çok teşekkür etmiş ayrılmış. Berber ertesi gün dükkanını açmak için geldiğinde mevsim çiçeklerinden yapılma çok güzel bir buket bulmuş kapısında. Üstünde bir kartvizit, çiçekçi beyden geliyor ‘teşekkür ederim’ diye.

Semtin kebapçısı gelmiş, o da tıraş olmuş berber ona da aynı şeyleri söylemiş. Adam halis Adanalı, ‘Helal olsun sana kurban!’ demiş öğle vakti nefis bıçak kıyma Adana kebap yollamış, keza üstünde bir adet teşekkür ederim kartı…

Bir başka toplum hizmetleri günün de bu sefer berberin misafiri (muhalif-iktidar fark etmez) bir politikacıymış. Aynı şeyler konuşulmuş gene, politikacı çok teşekkür etmiş, kartını bırakmış, meclis de bir işin olursa ara beni falan demiş ve berber ertesi gün dükkana geldiğinde muhalifi, iktidarıyla bir düzine politikacı bulmuş kapısının önünde…

Zır cahil yetiştiren (herhalde) bir üniversite mezuniyet töreninde kep yerine fes giydirmiş öğrencilerine.

Beni bir gülme aldı, kardeş az bakar mısın?

Lan siz hakikaten süzmesiniz!

Şimdi bugünlerde yere göğe koyamadıkları fes var ya

Ha evladım bak sen de oku…

Bu fes hikayesini yaman bir reformcu Sultan 2. Mahmut bunlara kakalamıştı, sarık atılacak fes giyilecek diye de ferman buyurmuştu. Her zaman ki gibi sıkıyı görünce kaçacak delik arayan örümcek kafalı tayfa işte ondan sonra fes tutkunu olacaktı. Aslında Fransa da bir ara moda olmuştu ve halen de orada imal ediliyor bunlara okkalı fiyattan satılıyordu.

Bu satırların sahibi aslında mesela o ‘kep’ takıntısını da fazla taklitçi bulur ama sonunda nasıl Türkçe ile hiç alakası olmayan ‘pardon’ kelimesi içimize nüfuz etmiş ise o kep olayı da öyle olmuş.

Taklit falan, hiç değilse daha uygar bir dünyanın taklididir.

 Ve fakat,

 kep atma işine öykünerek fes ne alaka oğlum!!

 Bir de şu Mersin’de sembol bir ağacı matkap ile delerek içine asit döken süprüntü sürüsü var.

Ne oldu o iş? Sıkı bir provokasyon çıkınca örtü altı edildi değil mi?

 Şehrimizin önde gelen pek çok simasını yetiştiren bir eğitim kurumunun tarihi binası bir başka eğitim kurumunun ustaca yaptığı kulis sonucu sergi salonu olarak onlara tahsisi edilmiş. Antalya Lisesi Olgunlaşma rövanş maçı yakında başlayacak gibi. Vallahi ben bir ara bir proje nedeniyle Olgunlaşmayı ziyaret emiştim başında ki hanımefendi böyle Osmanlının son Cumhuriyetin ilk zamanlarının karması  aristokrat görünüşlü biriydi. Sanki tuttuğunu koparır gibi bir hali vardı. Benden söylemesi.

Ha berber kaç kuruş oldu diyorduk değil mi?

 200 TL’den kapı açılıyor duyduk duymadık demeyin.