Bizim “sol” cenahın bir türlü terk
edemediği “herşeye karşı” duruşu var. Sırf “karşı duruş” olsun diye kapalı
mekanda sigara içmeye devam eden mantık, şimdi de özellikle “maske” mevzuunda
aynı noktada gibi geliyor bana. Bunun devamında da “Aşı Karşıtlığı” geliyor.
Bunun bir evrensel sol duruş olduğunu,
yeni bir yaklaşım da olmadığını 1988 yılında okuduğum “Biz Devrimi Çok
Sevmiştik” adlı bir röportaj-kitapta öğrenmiştim. Şimdilerin Avrupa
Parlamentosu’nun “Yeşiller”inden. Bizim memleket, kendisini Türkiye’ye verdiği
AP desteğinden tanır. Evet Mevlüt Çavuşoğlu’nu AP Meclis Başkanı yapan süreç.
Şimdi Antalya Büyükşehir’i kimin
yönettiğini soranlar bur’da bi durup düşünsün gari, biz devam edelim.
Mrna, DNA’yı etkiler mi?
Corona Virüs aşısı dünya gündemini
meşgul ediyor. En azından, dün silah pazarlığı yapanlar bugün “aşı”, yani
“sağlık” pazarlığı yapıyor. Çok mu “iyimser” oldu.
Ama buna da karşı çıkan bir kitle var.
Tıpkı salgın günlerinde sokak engelini reddedenler gibi. Akıl ötesi
senaryolarına sosyal medyada taraf bulmayı da başarıyorlar.
“Aşı üzerine söylemler” ışığında BBC
tarafından yapılan haber çalışmasına göz attım.
Tıbbı terimlere mesafem var, kullandığım
ilaçların adını bile söyleyemem.
Burada sanırım aşıda yeni geliştirilen
bazı aşılar, virüsün genetik materyalinin bir parçasını, yani genetik
talimatları taşıyan mRNA'yı kullanıyor. Bu da birilerini rahatsız ediyor.
Ama; Oxford Üniversitesi'nden biri"
mRNA, vücudun kendi moleküler mekanizmalarını kullanarak, hücrelere virüste yer
alan proteine benzer bir protein üretmeyi öğretiyor ve bu da bağışıklık
sisteminin tepki vermesini sağlıyor. mRNA'yı bir insana enjekte etmek insan
hücresindeki DNA'ya hiçbir etkide bulunmaz" diyor.
Gelelim Gates mevzuuna
Bitti mi? Hayır. Bir de Bill Gates var.
Zaman zaman benim de inanasım geliyor okudukça. Özellikle Corona’dan çok önce
“Dünya nüfüsü azaltılmalı” projesini okuduğumdan bu yana.
Ama bu iddia da yalanlanmış. Bana göre
ucu açık kalsa da.
“Coronavirüs milyonlarca kişinin
vücuduna izlenebilir mikroçip yerleştirmenin kılıfı olarak ortaya atıldı ve tüm
bunların arkasında Microsoft'un kurucusu Bill Gates var” diyorlar ya. Oysa
"aşı mikroçipi" diye bir şey yokmuş ve Bill Gates'in gelecekte böyle
bir projesi olduğuna dair bir kanıt da yokmuş.
Kanıt (henüz) yok mu desekti acaba?
Zaten Bill ve Melinda Gates Vakfı,
BBC'ye yaptığı açıklamada iddiaları yalanlamış.
Gates, geçmişte; kimlerin iyileştiğini,
kimlerin test edildiğini ve kimlerin aşı olduğunu gösteren "dijital sertifikalar"
olabileceğini söylemiş, mikroçiplerden bahsetmedi. “Kişilerin aşı bilgilerinin
özel bir mürekkep enjekte edilerek deri yüzeyinde saklanabilmesini
sağlayabilecek bir teknoloji.” “Mikroçip” değil, daha çok görünmez bir “dövme”ye
benzetilebilirmiş.
Aşıda “cenin”mi var?
Aşıların "anne karnındaki 3-6 aylık
bebeklerin kürtajla alınıp bedenlerinin aşı çalışmaları için kullanılması"
şeklinde de iddia varmış.
Oxford Üniversitesi aşısını
geliştirenler de klonlanmış hücrelerle çalıştıklarını belirterek, bu hücrelerin
"kürtajla alınmış bebeklerin hücreleri olmadığını" vurguluyor.
Southampton Üniversitesi'nden bi abimiz, bu söylentiyi net ifadelerle
yanıtlıyor: "Herhangi bir aşı üretim sürecinde cenin hücresi
kullanılmıyor."
“İyileşme oranı” argümanı
Aşı karşıtı argümanlardan birisi de
"Eğer Coronavirüs’ten ölme oranı bu kadar az ise aşı olmak gereksizdir
şeklinde.
Aşı olmaya karşı insanlar tarafından
paylaşılan bir görselde, Covid-19 hastalığında iyileşme oranının yüzde 99,97
olduğu söylenerek, koronavirüs kapmanın aşı olmaktan daha güvenli bir seçenek
olduğu ileri sürülüyor.
Öncelikle bu görsellerde yer alan
"iyileşme oranı", yani virüs kaparak iyileşenlerin oranının doğru
olmadığı da yine uzmanların görüşü.