Daha
önce birkaç kez yazmışımdır. ATSO Twitter, AESOB Facebook diye. Gerçekten iki
çatının altında çok farklı şeyler konuşuluyor. Adlıhan Dere’nin telefonu
çaldığında karşı tarafın istediği ile Davut Çetin’in telefonunda istenen
farklı. AESOB daha küçük ölçekli, daha ‘bizden’, oysa ATSO ‘patron’ modunda.
Zaten
yapısal olarak da öyleymiş. Belli gelirin üstündeki işyeri sahibi AESOB değil, ATSO’ya
üye olmalıymış. Bunu da Bakkallar Odası Başkanı Şahin Aba sayesinde
öğrenmiştik.
Geçtiğimiz
haftasonu ANTGİAD’ın toplantısına konuşmacı olarak gelen ATSO Başkanı Davut
Çetin’in konuşması da sorulara verdiği yanıtlar da çok netti. Bugün burada EYT ve
Asgari Ücret konusunda gelen soruya verdiği yanıtı irdeleyeceğiz.
Biz
emekçiyiz, patronlara göre haylaz çocuk gibi sadece isteriz. Oysa masanın öbür
yanı var. Davut Çetin, ilgili soruya yanıt vermeye şöyle başladı:
“Hükümet,
3600 ek gösterge, EYT ve asgari ücrete çalışıyor. 5 milyon 400 bin EYT var. Bunlar
emekli edilirse bütçede ne yaparız bilmiyorum.”
Asgari
ücretin düzeltilmesini gerektiğini söylerken samimiydi. Hatırlarım 1990’lı
yıllarda bir tezgahtar bile asgari ücretten fazla alırdı. Asgari ücret,
devletin prim alacağı rakamı hesaplamaya yarar pozisyondaydı. Şimdilerde
ülkenin yarısı asgari ücrete çalışıyormuş.
Çetin,
2 bin 800 - 3 bin lira ile kimsenin geçinmesinin mümkün olmadığını ifade
ederken madalyonun öteki yüzüne de bakmadan geçmedi.
“Öbür
tarafa döndüğünüzde 500 kişi çalışıyor. 300'ü asgari ücretli, 200'ü asgari
ücretin biraz üstünde. Asgari ücreti 3 bin700-3 bin 800'e çıkardık. 4 bin lira
alana ne vereceğiz? Onu karşılayabilecek miyiz? “
İşte
kırılma noktası buydu. Herkes kazanmak istiyordu. Özellikle küçük işletmelerde
asgari ücret bile sorun olabiliyor. İşveren de girdi maliyetlerinden, artan vergiden,
tıkanan piyasalardan dertli.
Biz
de yıllardır söyledik, yazdık, Davut Çetin de bir kez daha tekrar etti. “Devlet
derse ki ‘asgari ücretten vergiyi kaldırıyorum, destek veriyorum’ amenna. Çünkü
bize bir işçinin maliyeti 5 bin liraya yaklaşıyor. Dünyada genellikle işçi
ücretleri artarken yiyecek-içecek ve diğer tüketim malzemelerinin fiyatları o
kadar artmaz. Bizde önce onlar artıyor, sonra ücret.”
Çetin,
Yüzde 25-30 enflasyon yaşanırken asgari ücrete yüzde 30 artırmanın çözüm
olmayacağını da öne sürüyor ve diyor ki: “ 6 ay sonra bu rakam yine eriyecek.
Yılbaşından bu zamana kadar tüm fiyatlar yüzde 50 arttı. İşçiye yüzde 25-30
versen ne olur? İş ciddi bir sarmala döndü. Kaç para verirseniz verin bu
enflasyon olduğu sürece hiçbir işe yaramayacak. Nasıl çözülecek
bilmiyorum."
Senin
bilmemen nedir ki Davut Başkan? Ekonominin kitabını yazanlar bile bilemiyor
nasıl çıkacağını bu sarmaldan. Siyasi manevralarına da bakarsak gitmek için
bahane arar gibiler.