Ünlü şairimiz Orhan Veli, ‘İstanbul’u dinliyorum’ diyordu, ben de Antalya’yı dinleyelim diyorum. Ama şiirdeki gibi gözlerimiz kapalı olmasın lütfen. Çünkü bugüne kadar belli ki çok kapalı kalmış. Bugün yalnızca Antalya’nın değil, aslında Türkiye’nin ve hatta dünyanın en büyük sorunu bu; memlektine sahip çıkamamak…
Kiminin doğduğu, kiminin doyduğu, benim hayatımın en güzel yıllarının geçtiği, memleketim, dünyanın da baş etmek zorunda kaldığı bir dizi çevre sorunuyla başa çıkmak durumunda. Kirlilik artık o derece yüksek ki gözümüze gözümüze sokuluyor…
Mavi bayraklarıya ünlü Antalyamızın bugün de size denizlerinden bahsetmek istiyorum. Dalış yapan çok sayıda dostumun, üniversiteden hocaların açıklamaları malum; Artık deniz dibini de bitirdik…
O vakit bir şeyler yapmalı ve tez elden yapmalı…
Dün Kaş ilçesinin Kalkan Mahallesi’nde denize giriyorduk, ailecek. O masmavi deniziyle büyüleyen Kalkan’da son iki yıldır bir kirlilik almış başını gidiyor…
Geçen yıl Sahil Güvenliğe şikayet etmiştim ama değişen bir şey yok anlaşılan. Kimi zaman bir tekne kimi zaman bir tesis salıyor denize atıklarını…
Sonrasını siz düşünün…
Ya da gelin hep birlikte düşünelim. Pandeminin bile ders olmadığı dünyaya daha nasıl bir bela bekliyoruz ki kendimize gelelim…
Balıklar ölüyor…
Manavgat’ta, Düden’de…
Deniz dibi canlıları yok oldu olacak…
Topraklarımız kimyasal ve zehirli atıklarla bütünleşti…
Suyumuzun, toprağımızdan farkı kalmadı…
Tarımı bitirdik, hayvancılık ona keza…
Yakında suyu yalnızca içmesuyu için kullanabileceğiz…
E, peki geriye ne kaldı?
Antalya Valimiz Ersin Yazıcı’nın kontrolünde Kaş için özel bir dosya açıldı mı bilemiyorum. Ama Diyarbakır’a giden Vali Münir Karaloğlu, Kaş’taki kaçak villaları takibe almıştı…
Hatta geçtiğimiz yıl 1 Haziran öncesi yaptığı toplantıda Vali Karaloğlu, sorum üzerine bilgi vermişti…
Şimdi Vali Ersin Yazıcı’ya da sormak isterim ama bir toplantı olmadı uzunca bir zamandır. Tanışma toplantısıyla kaldık…
Umarım Valimiz konunun üzerindedir. Zira hem yeni kaçaklar geliyor hem de Kaş’ta denize bırakılan atıklar yerli ve yabancı tatilcileri kızdırıyor…
Sakinliği, doğası ve temizliğiyle huzur ortamı olan Kaş’ı da kurban veriyoruz…
Tıpkı Antalya’nın pek çok noktasını verdiğimiz gibi…
Lütfen yöneteni, yönetileni Antalya’yı bir dinleyelim…
Ama gözlerimiz açık…
Kulaklarımız açık…
Sahili, dağı, ormanı, sit alanı, deniz alanı, tarım alanı vs her yer isyanda…