Geçtiğimiz gün Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Nisan ayı meclis toplantısı yapıldı. Birinci yılını tamamlayan belediyenin faaliyetlerini masaya yatırıldığı toplantıda Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, icraatlarını anlatmak yerine, bol bol siyaset yaptı. Sanki AKP örgüt yöneticisi, İl Başkanı gibi CHP’ye yüklendi…
Yalnızca bu değil elbet. Kim konuştuysa aşağılayıp, küçümseyip susturmaya çalıştı…
Bir belediye başkanına yakıştıramadığımız bir görüntü içerisinde daha fazla kayıtsız kalamayarak bir meclis üyesi olarak gereken cevapları verip, hem belediyenin faaliyetlerinin AKP propagandası halinde lansedilmesine hem de meclis üyelerine karşı sergilenen tabloya tepki gösterdim…
Daha önünde 4 yıl bulunan ve yapacağı yatırımları meclisten geçirmek zorunda olan bir başkanın bu tutumunu anlamakta gerçekte zorlanıyor, insan…
Öyle ya nasıl olur da bir başkan, halkın oylarıyla seçilen ilçe belediye başkanlarını ve meclis üyelerini aşağılar, küçük düşürür, susturur…
Meclisin ahenkle yönetimini tesis etmeliyken, halkın ihtiyaçlarının karşılanması gereken mecliste senden-benden ayrımı yapar…
Muhalefetten gelen yatırım ve planlama kararlarının sürekli engellendiği, AKP’li belediyelerin en olmaz tekliflerinin bile bir çırpıda geçirildiği, muhalefetin elindeki tüm imkanların alınmaya çalışıldığı bir yönetim tarzının hala Antalya’ya iyi geldiğini söyleyen varsa, buyursun…
Gelinen noktada artık sadece muhalefet değil halk da yapılan yanlış uygulamalardan mağdur…
İlçe belediyelerinin elinden alınan cadde, bulvar, sahiller, su sporları halkın da mağduriyetine neden oluyor…
Ya da ilçe belediyesinin engellenen hastane, spor merkezleri, kültür alanları, havuz projeleri seçmeni de memnun etmiyor…
Görevlerin gelip geçici olduğunu, bu makamların kimseye baki olmayacağını, zamanın su gibi akıp geçtiğini Türel’e anlatmaya gerek duymuyorum…
Geçmiş tecrübeleriyle ve acı yaşanmışlıklarla bunu en iyi kendisi biliyordur, diye düşünüyorum…
Sadece şu kadarını belirteyim ki iktidar olanaklarını elinde bulundurarak, istediği yöne kanalize etmek, istediği kadarını sunmak, ideolojik kararlara imza atmak kendi tercihidir. Ama zannetmesin ki bu tercihine kayıtsız kalınacak, göz yumulacak…
Halkın temsilcileri olarak görev yapan her meclis üyesinin buna kayıtsız kalmayacağını biliyorum…
Şahsım adına da bir kez de buradan kentin ihtiyaçlarına dönük her karara imza atarken, her yanlışa da her platformda tepki göstereceğimi, gereken mücadeleyi vereceğimi hatırlatırım…
Kimsenin yatırım yeri olan meclisleri, siyasi arenaya çevirmesine izin vermeyeceğiz…
Geçmişi bırakıp geleceğe bakmanın herkes için hayırlı olacağına inanarak, Antalya’ya yakışmayan ve iyi gelmeyen tablonun değişmesini diliyorum…