Gerek kişilerin kendi aralarında yüzyüze, gerekse de telefon
görüşmelerinde; sanal ortamda yapılan; gazete ve televizyonlarda yazılan,
çizilen Antalya haberlerinden geçilmiyor.
--Önce konuyu düzgün tanımlamak gerek.
--Kendi özelimde evet ben ANTALYALI solcu, demokrat, CHP'liyim. Bunun
dışında ise KAMU VE ÖZEL SEKTÖRDE süreçler ve projeler yapmış, yönetmiş bir
yöneticiyim.
--Ve bütün bu özellikler bana, olaylara geniş ufuklu ve objektif bakmayı
öğretti.
--Bu kısa giriş açıklamasından sonra, geleyim derin mevzuya.
--1-31 Mart 2019 Yerel Seçimlerinde CHP, bir aday belirledi ve Millet
İttifakının adayı olarak seçime girdi. Bu süreci de, başta CHP'liler, ittifakın
diğer önemli unsuru İYİ Parti ve Cumhur İttifakına ve önceki başkan karşı olan
partiler ve kişiler destekledi.
--Seçim, Millet İttifakı bileşenleri ile Başkanın kişisel ilişkileri
sonucunda, CHP adayı Muhittin Böcek tarafından kazanıldı.
--2-Muhittin Bey, kendi düşüncesi ve ilişkileri doğrultusunda bir belediye
yönetim ekibi belirlemiş ve süreç yönetimiş, sürece destek veren, katkı koyan
partilere akşam-sabah sorulmamıştır.
--3-Derken, Yılbaşından itibaren ülkemizi etkileyen COVID-19 salgını, 19
Ağustos 2020'de Başkan Muhittin Böcek'i etkilemiş ve hastanede yatan hasta
durumunda tedavisine başlanmıştır.
--Başkan "çay içti- çorba içti" gibi sıradan olayları abuk subuk
boyutlarda popülist ve çıkarına göre kullanım had safhaya ulaşırken, birden
başkanın durumunun ciddiyeti bazılarının gözünü sokuldu ve Başkan A.Ü. Tıp Fakültesine
acil tedavisi için kaldırıldı.
--4-Muhittin Başkan "geldi-gelecek" derken, Kasım ayı sonlarında
Başkan Vekili Mehmet Hacıarifoğlu tarafından bir karar yürürlüğe sokuldu ve
Muhittin Başkanının atadığı Genel Sekreter Cansel Çevikol'un görev ve yetkileri
kısılmıştır.
--5-Bu konu Muhittin Başkana iletilmiş ve onun da bilgisi dahilinde, bir
kısmı da durumdan vazife çıkarılarak karşı bir karar alınıp, Başkan Vekilliği
görevine görevlendirmeler yapılmıştır.
--6-Bu arada, CHP Genel Merkezinde etkili ve yetkililerin Antalya
temsilcilerinden aldıkları bilgiler doğrultusunda, Genel Başkana biligiler
aktarılıyor ama, doğruluğu-yanlışlığı sorgulanmıyordu.
--7-Tam da bu sırada, Malatyalı bir CHP Genel Başkan Yardımcısının daha
önce Genel Merkezce Genel Sekreter olması için uğraşılan bir yakını, Başkan
vekilince Genel Sekreter Yardımcısı olarak atanıyor.
--Buraya kadar herkesin bildiklerini sıraladım.
Antalya genelinde Büyükşehir Belediyesi bağlamında hatlar birden
keskinleşmeye başlıyor, kasım sonunda ve başkan apar topar hastaneden çıkıyor
ve "görevinin başına" döndüğü gösteriliyor.
--Öncelikle, Sayın Başkana Geçmiş olsun dileklerimi iletiyor ve acil
şifalar diliyorum. Bilirsiniz bizde bir söz vardır, "fakire üzülen çoktur
da, bir dilim ekmek veren yoktur" derler. Lütfen, sağlık durumunu iyi
gözle ve aklı başında sağlıkçılar da işin içinde olsunlar.
--Ve unutma ki bu sözleri söyleyen kişi, yıllar önce CHP'li Başkan Bekir
Kumbul'un ricası ile, önceki bir Başkana ilaç, araç gereç götürmüş, tedavisi
ile Ankara'da ilgilenmiş kişidir. Bütün Başkanların anlı-şanlı günlerini de
sonrasını da iyi bilen ve onlar ile bunlara gülen kişidir bunu yazan çizen,
dinlesen iyi olur. Sen ve Siz bilirsin/iz
DOĞRULAR VE YANLIŞLAR
--1- Doğrudur, Başkan Vekili "Başkanının tüm yetkilerine
sahiptir". Ama bu seçim ile gelen bir başkan olduğundan, ne tür
ittifaklarının, ne tür sözlerinin ve planlarının olduğunu kimsenin bilmemesi
kadar doğal bir şey olamaz. O yüzden, "Başkan Vekili" sadece günlük
olağan idari görevleri yürütme konusunda yetkilidir. (etik olarak)
--Vekil, Kurumun temel işleyişini ve hizmet alanını etkileyecek kararlar
alamaz. O yüzden kimse alınmasın ama personel yönetim ile ilgili alınan
kararlar, nezaketen doğru ve şık olmamıştır.
--Ağustos ayında Başkan hastaneye yatınca, aldığım bilgiler doğrultusunda
bir yazı paylaşmış; CHP, diğer süreç partileri ve Antalya'nın ak saçlıları ile
birlikte bir durum değerlendirmesi yapılmalı demiştim. (kocaman adamlar varken,
neyime ise)
--Başkanlık seçimin kazanılmasında Başkanın etkisi ve katkısı elbette ki
çoktur. Ama bu sonucu belirlemez, sadece sonucu etkiler. O yüzden Başkan, CHP,
İyi Parti ve diğer destek verenlerle kişisel olarak değil, sağlıklı kurumsal
ilişkiler içinde olmalıydı.
--Çünkü, yönetilen yer bir kurumdur ve seçimle yönetime gelinmiştir. Her ne
kadar konjonktür el verse de, bu sürecin en önemli aktörleri siyasi
partilerdir.
--2-Siyasi sürece destek veren partiler ve bazı yöneticileri ise,
taşıdıkları sorumluluğun kurumsal olduğunu unutmuşlar, kişisel olarak siyasi
gelecek planı peşine düşmüşlerdir. Başkan ve Siyasi Partilerin sağlıklı ilişki
kurulmasının yolu kendilerince tıkanmıştır.
--3-CHP Genel Merkezi, bütün belediyelerde yaptığı gibi olayı birazda ağa
gibi yönetmiş, başkana "gel kardeşim, neler yapıyorsun ve ne yapacaksın"
dememiştir.
--Genel Başkan yardımcılarının kişisel temsilcilikleri gibi çalışan bazı
kişilerden alınan bilgiler ile süreç yönetilmiştir.
--4-Bir partiden seçilmiş Belediye Başkanın, seçildiği partiyi
"ciddiye almaması" doğru bir yaklaşım değildir. Siyaset, kişilerce
ama ilkeler ve ideoloji çerçevesinde, kurumsal olarak yapılır.
--Yerel yönetimler, elbette ki her yörenin özelliklerine göre politikalar
yürütler. CHP Genel Merkezinin yaptığı gibi "Biz belediyeye karışmayız
denilemez."
--Elbette ki ihale, alım satım, imar ve personel gibi konulara karışılmaz
ama, bir siyasi parti, kendi ilkeleri ve seçim hedefleri doğrultusunda,
belediyenin uygulamalarına yön vermelidir.
GELİNEN NOKTA ve ÇÖZÜM ÖNERİSİ
--1-Antalya B.Ş.Belediyesi, Millet İttifakı adına CHP'nin aldığı bir
Belediyedir ve Başkanı da CHP'lidir.
--2-Başkan bir sağlık sorunu yaşamış, her ne kadar iyileşmiş olsa da sağlık
açısından takip edilmesi gereken bir süreç bulunmaktadır.
--3-Başkan, Başkan Vekili, Genel Sekreter, Sürece katkı veren CHP de dahil
siyasi partiler ile bir yönetim ve iletişim sorunun yaşandığı ortadır. Yönetim
bir güven olayıdır. Çünkü, herkesin bildiği, yaptığı, sorumlu olduğu işler ve
alanlar vardır. Bu da bir güven ile olur.
--Burada en başta yanlış Başkan Böcek tarafından yapılmış, bir personel
planlaması ve iş bölümü sağlıklı bir şekilde yapılmamış, seçimi kaybeden
yönetimin süreçleri ve ilişkileri devam etmiştir.
--4-CHP Genel Merkezi ve İl Başkanlığı sürece dahil edilmelidir ve bütün
olanlar unutulup, kartlar yeniden açılmalı ve planlanmalıdır.
--Çok üzgünüm ki, CHP ve Başkan bu süreçte kendi ayaklarına sıkmışlardır.
Unutulmaması gereken, yönetilen yerin bir büyük şehir belediyesi olduğudur.
Bileşenleri ve ilişenler çoktur.
--Daha önceki gibi"köpeksiz köyde değneksiz dolaşılan" bir
belediye yoktur ortada. Şehir rantları olan, kişisel ve kurumsal beklentiler
olan bir yapı vardır elde. Ve bu yapı, Belediye Encümeni, meclisi ve
bürokrasisi ile yasa ve yönetmeliklerle yönetilir.
--Burada en önemli sorun, GÜVEN SORUNDUR. Üzgünüm ki bu kaybolmuştur. Yılan
ile Köylünün, "sen de evlat acısı, bende kuyruk acısı varken" diye
sonlanan öyküsünü bilenler bilmeyenlere anlatsın
Artık herkes otup, kafalarını iki ellerinin arasına alıp düşünce iyi olur.
--SORUNLARIN SEBEBİ/KAYNAĞI, SORUNUN ÇÖZÜMÜNÜ ÜRETEMEZ. O yüzden, ne
yapılmalı sorusu doğru zamanda ve ilgili ve bilgili kişilere sorulmalıdır.
--Doğru iş, doğru kişilerce yapılır.
--EL, ELİN EŞEĞİNİ TÜRKÜ SÖYLEYEREK ARAR.
--Benim sözün siyasilere.
--Başkan Muhittin Böcek'in 2023 gibi bir hedefi olamaz. Kendisi dahil
herkesin bildigi ama karnından konuştuğunu ben söyleyeyim.
--O yüzden, siyasi partiler, yerel ve genel siyasiler akıllarını başlarına
alıp, "hırsları ve kinlerini" bir kenara bırakıp bu süreci, sağlıklı
bir şekilde değerlendirilmelidir.
--Valla bana göre hava hoş.
Dün de söyledim, bugün de söylüyorum. Kimsenin dinlemeyeceğini bile bile de
yazdım ama benim, Antalyanın memleketim olmasının dışında bir kaygım yok.
--Yoksa, "mala, davar zararı yok"!..