Tüm dünyada saldırgan ve aşağılık kompleksine bağlı kişilik bozukluğu olan erkeklerin, kadınlar üzerinde kurmuş oldukları marjinal baskı ve zulmün gölgesinde yılda bir defa da olsa kutlanan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü maalesef çok kötü örneklerle dolu…
Yılda bir defa kadını hatırlamak yerine, ayda birkaç defa kadınlara nasıl davranılmalı konulu paneller, söyleşiler hatta kurslar açılmalı ve erkeklerin bu konu hakkında anasına, bacısına ve sevdiğine nasıl davranılmalı için bilgilendirilmelidirler.
1911 yılında, Alman Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, ABD’de 8 Mart 1857 yılında yakılarak öldürülen 129 emekçi kadın işçileri anısına 8 Mart’ın 'Dünya Kadınlar Günü' olarak anılmasını önerdi. Öneri oy birliği ile kabul edildi.
Bundan 113 yıl önce 'Emekçi Dünya Kadınlar Günü' ilk defa kutlandı.
O günün anısına dünyanın birçok ülkesinde aralıksız kutlanılmış olsa da kadının alın terine, çektiği acı ve ıstırap maalesef kadın cinayetlerine bir çare olmamıştır.
Erkeklerin mutluluk kaynağı; Anası, bacısı ve gönüllere sığmayan destansı sevdasını yüreğinde taşıyan, yâri uğruna ömrünü tüketen, gerektiğinde uğruna hayatını feda etmekte gözünü dahi kırpmayan biri nasıl olurda çocukların anasını, gönlünün sultanını veya kızını bir anlık öfke ile salaklık, sapkınlık ve aptallık yaparak kadını kara toprağa kendisini de hapishanelerde çürütmesi akıl ve mantıkla izah edilemez.
Erkek kadını öldürdüğünde “Namusumu temizledim” diye “cehaletin” bedeli bir can alınıyor, ocaklar sönüyor, çocuklar anasız ve babasız büyüyor, gözyaşları sel olup akıyor.
Nedeni…?
Cahil cühelanın bir anlık öfkesi sonucu alınan can, akıtılan kan ve cinayet sonrası bir dizi dram dolu olaylar…
Peki; Erkeklerin yemiş oldukları “haltların” cezasını kadınlar nasıl vermeli?
Eğer evli iken bir başka kadınla ilişkide bulunan bir erkek sorgusuz sualsiz “İnfaz” edilmesi gerekli olmuş olsaydı inanın dünyada ki erkeklerin % 99’u kadınlar tarafından infaz edilmesi gerekirdi.
Bir kadının kocasını bir başka erkekle aldattığını düşünen veya var sayan bir erkek, 'Namus uğruna öldürdüm' diyerek sorgusuz infaz etmesinin cezası caydırıcı olması için 'Ömür boyu ağırlaştırılmış hapis' olmalı.
İnsanlar 'beşerdir yaşarken şaşar'. Erkek veya kadın fark etmez. İkisi de eşittir.
Velev ki istemeyerek erkek veya kadın bir hatta işlediği taktirde, affedilmesi de mümkün değilse, iki çağdaş insan gibi ayrılmak varken neden cinayet, kavga ve dövüş?
Kadın Cinayetleri Durduracağız Platformu (KCDP) verilerine göre son on altı yıl içinde tamamına yakını ateşli silah olmak üzere 2008- 2019 yılları arası toplam 3.185 kadın cinayete kurban edilmiş.
2023 yılı içinde erkekler tarafından 315 kadın öldürüldü, 248 kadın da şüpheli bir şekilde ölü bulundu.
Türkiye Cumhuriyeti kadın eşitlik açısında 146 ülke içinde 124 sırada, kadın cinayetleri ise kırmızı sıralarda yer alması ülkemizde evrensel insan hakları beyannamesine göre sınıfta kalmış karneleri zayıflarla dolu demektir.
En çok kadın katliamı Müslüman ülkelerde olması çok daha çan sıkıcı ve yakıcı.
Tek bir temennimiz insanların varlık sebebi olan kadınlarımıza sahip çıkarak hak etmiş olduğu saygı ve sevgiyi vermektir.
Hz. Muhammet’i, Mustafa Kemal Atatürk’ü, Albert Einstein'ı doğuranın bir kadın olduğunu unutmamak gerekir.
Bizleri doğuran, hayata hazırlayan, bize vermiş oldukları emeklerinden ötürü tüm kadınların o güzel yüreğinde ki sevgi, şefkat ve merhametleri karşısında saygı ve sevgimle eğilir 365 gününü kutlarım.
8 Mart’ta Kadının Çığlığı
Binali Efe
Yorumlar