5 HAZİRAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ SEMBOLLEŞTİRİLEMEZ

 

5 Haziran 1972 Stockholm toplantısına ülkemiz de iştirak sağlayarak mutabakata taraf ülke olduk.

 

Devamıyla 1992 yeryüzü zirvesine de katılarak taraf ülke olduğumuzu ispat ettik.

 

Antlaşmaya iştirak eden devletler olarak; hızla kirlenen dünyanın kirlenmesini minimize edebilmek için tüm devletler her 5 Haziran günü ülkelerinde günün anlamını ifade eden etkinliklerde bulunmak suretiyle her ülke, imzaladıkları mutabakatın gereğini yerine getirme yükümlülüğü içinde olduğunun bilinciyle hareket ederler. Ben özellikle İzmir ve diğer Ege şehirlerinde söz konusu etkinliklere katılarak 5 Haziranların anlamını bir hafta boyunca sürekli yaşatmışızdır.

 

Ancak Antalya'ya geldiğim günden itibaren 5 Haziran etkinliklerinin bir güne odaklandırıldığını, etkinliklerin de çevre meselelerini genelde içermediğini, sınırlı öğrenci ve vatandaş yürüyüşleri, bisikletli etkinliklerden ibaret olarak geçiştirildiğine tanık oluyoruz. Hâlbuki bölgemizde o kadar çok çevre sorunları yaşanmaktadır ki, çarpık şehirleşme, yeşil doku erozyonu, falezlerin geleceği, kıyı işgalleri, trafik sorunları ve kaldırım işgalleri, vahşi budama ve kent peyzajındaki sorunlar, semt pazarlarının arz ettiği çevresel sorunlar.

 

Taş-çakıl -mermer ocaklarının çevresel faktörlere etkisi, çevresel eğitim ve belediye başkanlarıyla mülk, idarenin bir araya gelerek etkinlikleri paylaşma, kentin geleceğine mahsus projeler üretme, orman yangılarının engellenmesi için kurumlar arası çevre zirvesinin planlanması, içme ve kullanma sularının durumu, hava planlaması vb. Tüm bunlar dikkate alındığında 5 Haziranların ne denli önemli olduğu daha iyi anlaşılmış olacaktır.

 

Sonuç olarak bugünün sembolik hale getirilmesinin yanlış olduğunu, 5 Haziran çevre etkinliklerinin bir güne sığdırılmasının yanlış ve büyük bir eksiklik olduğunu ifade etmek istedim.