Milli mücadele döneminde Kocatepe'den yönetilen Büyük Taarruz'u ve Dumlupınar'da yapılan Sakarya Meydan Muharebesi'ni Zafer'in 90. yıldönümünde o topraklarda yaşamak oldukça heyecanlandırdı beni...

Bir grup il genel meclis üyesi arkadaşımla çıktığımız Zafer yolculuğunda oldukça duygusal anlar yaşarken, anıtlarda ve şehitliklerde hem duygulandık hem de bugün yaşananlardan dolayı kızdık, öfkelendik...

Öyle ya kolay kazanılmadı bu vatan toprakları...

Binlerce şehit verildi, uğruna. Ebediyen bağımsız olsun Türk milleti diye dökülen kanlarla kuruldu Cumhuriyet...

Emperyalistlere karşı verilen mücadele sonucu kazanıldı Zafer...

Ama işte o günlerden bugüne gelindiğinde tablo acıtıyor insanın içini...

Dün bağımsızlık savaşı verdiklerimizden bugün medet umar, hatta işbirliği yapar hale geldik...

Dış politikada güçlü devlet olalım derken sarıldığımız 'demokrasi' adı altında halkların kanını döken, döktüren, terörü desteklemekten kaçınmayanlar oldu...

Oysa bizim bağımsızlığımız için mücadele veren Atatürk, silah arkadaşları ve Anadolu halkı asla medet ummadı onlardan. O yokluk ve yoksulluk içinde vatanın bağımsızlığı için canlarını verdiler...

Evet, bunları düşünürken bir şiir düşüyor aklımıza, Nazım Hikmet'ten...

''ŞEHİTLER

Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,

mezardan çıkmanın vaktidir!

Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,

Sakarya'da, İnönü'nde, Afyon'dakiler

Dumlupınar'dakiler de elbet

ve de Aydın'da, Antep'te vurulup düşenler,

siz toprak altında ulu köklerimizsiniz

yatarsınız al kanlar içinde.

Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,

siz toprak altında derin uykudayken

düşmanı çağırdılar,

satıldık, uyanın!

Biz toprak üstünde derin uykulardayız,

kalkıp uyandırın bizi!

uyandırın bizi!

Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,

mezardan çıkmanın vaktidir!''

Zafer'in 90. yıldönümünde Atatürk ve silah arkadaşlarını, o yüce gönüllü, onurlu komutanları, vatan diye eline silah alıp yıllarca cephelerde savaşan ve şehit düşen Anadolu halkını saygıyla anıyor, ruhları şad, mekanları cennet olsun diyorum...

Artık uyanalım, uyandıralım halkımızı...

NOT: Zafer Haftası'nda anıtlardaki ve şehitliklerdeki tenhalığa üzüldüm. Böyle mi olmalı? Niye halkımız bugünümüzü borçlu olduğumuz şehitlerimizin anıtlarını ziyaret etmez? Niye çocuklarımıza tarihimizi, tarih yazdığımız alanlarda anlatmayız? Niye Agah Efendi, Yıldırım Kemal, Sancaktar Mehmet okunmaz, anlatılmaz?