Belki argo oldu ama yaşananlar karşısında en kibar haliyle böyle diyebiliyorum. Çünkü sevgili meslektaşım Murat Ağırel'in kitabının adı gibi 'Parsel Parsel' satılıyor, memleketimiz. Arsalar, tarlalar, evler, fabrikalar vs...

İşte Antalyamız da deyim yerindeyse parsel parsel satılıyor. Kah sahili peşkeş çekiliyor kah kamusal alanları ticarete, konuta, karma konut alanına çevriliyor ve satılıyor...

Bu işleri yapmak için de maalesef Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) aracılık hizmeti veriyor. Satılacak alanlar yok Millet Bahçesi yok yurt alanı diye devredilip plan değişikliği yapılarak satılıyor...

Tıpkı Akdeniz Üniversitesi kampüsünün yanındaki lüks konut inşaatı gibi. Kamusal bir alan önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eliyle plan değişikliğine konu ediliyor, sonra da Ankara'dan satılıyor...

Ama bu kez yakaladık. 18 Kasım'da askıya çıkan plan tadilatını haber yaptık. 'Yurda çöktüler' dedik. 22 Kasım'daki haberimizin ardından dün Antalya Eşgüdüm Kurulu Başkanı Emrullah Çavdar, basın açıklaması yaptı...

Kamusal vicdana, kanuna ve yönetmeliklere aykırı dedi, Başkan Çavdar...

Yurt alanının böylesi barınma sorununun yaşandığı bir dönemde muhafaza edilmesi gerektiğini kaydetti. Ve ekledi; Yanlıştan dönün diye. Sosyal devletin gereği 24 bin metrekarelik bu alanın devlet yurdu olarak planlanıp inşa edilmesi gerektiğini ifade etti...

Geçtiğimiz günlerde bir tarikata yakın olduğu söylenen o kaçak yurtta işlenen cinayete gönderme yaptı Başkan Çavdar ve o hazin sonun yaşanmaması için devlet yurtlarının gerekliliğine dikkat çekti...

Gereği yapılır mı sanmıyorum...

Ama hukuk gereği yapılması gereken karşı çıkmak, dava açmak ve mücadele etmek...

Ötesinde belki bu kez bizi yanıltır, vazgeçerler...

Öğrencileri paralı yurtlara ya da tarikat yurtlarına mahkum etmezler...

Teşekkürler Başkan, teşekkürler Eşgüdüm Kurulu...