"Dün, dünde kaldı cancazım, şimdi yeni şeyler söylemek lazım" sözü doğru mu? Evet.

Peki bu söz kimin, kim söylemiş.

Herkes bu sözün Mevlana'ya ait olduğunu sanır. Oysa ona ait değil. Ayrıca sahibi de belli değil. Hani "la edri" cinsinden bir şey.

Peki Mevlana ne demiş:

"Her gün bir yerden göçmek,

Ne iyi.

Her dün bir yere konmak,

Ne güzel.

Bulanmadan, donmadan akmak

Ne hoş.

DÜNLE BERABER GİTTİ, Cancazım;

Ne kadar söz varsa

Düne ait.

ŞİMDİ YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM!.."

Peki, baştaki cümle/söz, şiirdeki anlatılmak istenileni anlatmıyor mu? Evet, anlatıyor.

O zaman sorun ne?

Sorun yanlış sorunun doğru yanıtı gibi bir şey.

İşte siyasette de buna benzer ince ayrıntılarda, öyle sanılan, doğru sanılan öyle şeyler var ki, ayrımına varıncaya kadar sabah oluyor, ayrımına/farkına varınca da "atı alan Üsküdar'ı çoktan geçiyor"

Siyasette, 2017 yılına kadar, herkes yapılması gerekeni kendince yaptı. Stratejisini oluşturdu, planlamalarını yaptı ve yeni yıl ile de "start!.." veridi.

Herkes derken,"kim, yani?" denilebilir. O zaman yanıtı, İKTİDARDAKİLER. Yani, görenlerin gördüğü, görmek istemeyenlerin de görmediği iktidar koalisyonu/şirketi her türlü işlem için genel ilkeleri oluşturdu ve 2018 ile birlikte sahne almaya başladılar.

İşin kötüsü, bunu görmek istemeyenler de göremedikleri gibi, pek çok kişi de, bu oyunun oyuncuları açısından doğru-yanlışları tartışıyorlar onların adına. Oysa, hem CB+AKP Genel Başkanı R.T.Erdoğan hem de MHP Genel Başkanı D.Bahçeli, sahneye çıkıp, oynanan yeni oyunun ilk perdesinin son sözlerini söylediler.

Bu ülkenin sağı hep çok şanslıdır. Taaa Faşist, Milliyetçi sağdan, ümmetci, liberal sağa kadar bütün sahalarda çok rahat top oynayabilir, top koşturtabilirler. Bundan da kimse rahatsız olmaz.

12 Eylül dabesi olmuş, Alparslan Türkeş bas bas bağırıyor, "kendisi hapiste, fikri iktidarda olan" diye, diye.

Bu günde öyle, nasıl Özal 12 Eylülden sonra dört eğilim diye diye herkesi bir çatı altında topladığı politikası ile, sosyal ve laik hukuk devletinin içine etti ise;

Bu günde, düne kadar "muhteremliğine" söz söyletilmeyen hocaları, bu gün ise dünyanın en hain kişisi FETÖ terör örgütünün başı oluverdi. Oysa, dünyanın süper gücünün Türkiye oyuncağı olduğunu bilmeyenler yoktu ama, bizde herkes işine geldiği gibi davranmayı pek sever. Kazık bir yerine batana kadar.

2018 yılı hem çoookkk uzun, hem de çoookk hızlı bir yıl olacak. Olacak olanların hızından başımız dönecek.

Saflaşmalar, kamplaşmalar, paylaşmalar, üleşmeler, bir "cambaz bak" tiyatro sahnesinde oynanacak ve bir çok kişi de ne olduğu anlamadan alkışlayacaklar.

Erdoğan ile Bahçeli ne yaptıklarını bilerek bir yarışta koşmaya başladılar. Parti tabanlarında ise bir kaygı ve bilinmezlik var ise de, çok yakında herkesin aklı erdirilir. Cüzdanlar dolar, yeni urbalar, arabalar, rezidanslar alınır, alınamayanlara da az sonra "taşaronluk" vaadi verilir, olay biter.

Bu cenahın oyun planı bellidir.

Recep Tayyip ERDOĞAN üstünden bir plan yapıldı ve oynanacak. Ülke içinde ve dışında her kim ile sorun var ise bir şekilde halledilecek ve bunun adına da "YERLİ ve MİLLİ" denilecek.

İşin kötüsü bunu, bu memleketin en millisi bile yiyecek.

Peki ötekiler mi?

...."tinğğğ!.." arkası yarın.